osmanlicasozluk.net
Hakkında

290.000'den fazla kelime haznesiyle Osmanlıca Türkçe Sözlük ve Osmanlıca Lügat

Geçmiş

tena / مُتَنَاقِضْ / متناقض

  1. mütenakız

  2. mütenâkız

Anlamlar

  • Çelişen.
  • Birbirine zıt.
  • Birbirine uymayan.
  • Birbirine zıt olan.
  • İkinci söylediği sözü.
  • Birbirini bozup nakzeden.
  • Birbirini bozup nakzeder olan.
  • Birinci söylediği söze zıt olup uymayan.

tena / نَامُتَنَاه۪ي / نامتناهي

  1. namütenahi

  2. nâ-mütenâhî

Anlamlar

  • Sonsuz.

tena / تَنَاقُصْ / تناقص

  1. tenakus

  2. tenâkus

Anlamlar

  • Azalma.
  • Eksilme.
  • Azalmak.
  • Eksilmek.
  • Noksanlaşma.
  • Noksanlaşmak.
  • Tenakus etmek.

tena / تَنَاقُضْ / تناقض

  1. tenakuz

  2. tenâkuz

Anlamlar

  • Zıtlık.
  • Çelişki.
  • Tutarsızlık.
  • Bir şeyin nakizi.
  • Birbirine zıt olma.
  • Sözün birbirini tutmaması.
  • Sözün birbirini tutmaması çelişki.
  • Man: iki şeyin birbirine nakiz olması.
  • O şeyin ref'inden (kaldırılmasından) ibarettir.
  • Konuşmada beyan edilen söz ve fikirlerin birbirine zıt olması.

tena / تَنَاسُخ / تناسخ

  1. tenasüh

  2. tenâsüh

Anlamlar

  • Sapık bir inanç.
  • Ruhun bedenler arası göçü.
  • Ruhun bedenden bedene geçmesi.
  • İslamdan hariç olan batıl bir fırkaya göre.
  • Ruhun bir bedenden başka bir bedene geçmesi.
  • Miras sahibinin ölümü ile malının varisine geçmesi.
  • Ruhun bir bedenden başka birinin bedenine intikal eder diye olan batıl inanışları.

tena / تَنَاسُلْ / تناسل

  1. tenasül

  2. tenâsül

Anlamlar

  • Üreme.
  • Üreyiş.
  • Türeme.
  • Üremek.
  • Türemek.
  • Nesil yetiştirme.
  • Nesil yetiştirmek.
  • Birbirinden doğup üreme.
  • Birbirinden doğup türemek.

tena

  1. aleti tenasülü insan

  2. alet-i tenasül-ü insan

Anlamlar

  • İnsanın üreme organı.

tena

  1. amali beşerin tenahisizliği

  2. âmâl-i beşerin tenâhîsizliği

Anlamlar

  • İnsanın arzularının tükenmez olması.

tena

  1. devamı tenaum

  2. devam-ı tena'um

Anlamlar

  • Nimetlenmenin devamı.

tena

  1. ehemmiyeti namütenahiye

  2. ehemmiyet-i nâmütenâhiye

Anlamlar

  • Sonsuz derecede önemli.

tena

  1. ezvakı namütenahi

  2. ezvâk-ı nâmütenâhi

Anlamlar

  • Sonsuz zevkler.

tena

  1. ezvakı namütenahiye

  2. ezvâk-ı nâmütenâhiye

Anlamlar

  • Sonu gelmez lezzetler.
  • Bitmez tükenmez zevkler.

tena

  1. feyzi namütenahi

  2. feyz-i nâmütenahî

Anlamlar

  • Sonsuz bereket.

tena

  1. fezayı gayrı mütenahi

  2. fezâ-yı gayr-ı mütenâhî

Anlamlar

  • Uçsuz bucaksız gök.
  • Sonsuz uzay boşluğu.

tena

  1. fezayı namütenahi

  2. feza-yı nâmütenâhi

Anlamlar

  • Sonsuz uzay boşluğu.

tena

  1. gayrı mütenahi

  2. gayr-ı mütenâhî

Anlamlar

  • Sonsuz.

tena

  1. gayrı mütenahiye

  2. gayr-ı mütenâhiye

Anlamlar

  • Sonsuz.
  • Sonu olmayan.

tena

  1. gayri mütenahi

  2. gayr-i mütenâhî

Anlamlar

  • Sonsuz.
  • Sınırsız.

tena

  1. hakaiki namütenahi

  2. hakaik-i nâmütenâhî

Anlamlar

  • Sonsuz gerçekler.

tena

  1. hakaiki namütenahiye

  2. hakaik-i nâmütenâhiye

Anlamlar

  • Sonsuz hakikatler.

tena

  1. hayatı namütenahi

  2. hayat-ı nâmütenahî

Anlamlar

  • Sonsuz hayat.

tena

  1. hazaini namütenahiye

  2. hazâin-i nâmütenâhiye

Anlamlar

  • Sonsuz hazineler.
  • Sınırsız hazineler.

tena

  1. himmeti namütenahi

  2. himmet-i nâmütenahî

Anlamlar

  • Sonsuz manevi destek ve gayret.

tena

  1. hüsnü tenasüp

  2. hüsn-ü tenasüp

Anlamlar

  • Güzel bir uygunluk.

tena

  1. ilmi layetenahi

  2. ilm-i layetenâhî

Anlamlar

  • Allah'ın sonsuz ilmi.

tena

  1. istidadı gayrı mütenahi

  2. istidad-ı gayr-ı mütenâhî

Anlamlar

  • Sonsuz yetenek.

tena

  1. kanunu tenasül

  2. kanun-u tenâsül

Anlamlar

  • Üreme ve çoğalma kanunu.

tena

  1. kemali namütenahi

  2. kemâl-i nâmütenahî

Anlamlar

  • Sonsuz mükemmellik.

tena

  1. kemali tenasüb

  2. kemâl-i tenasüb

Anlamlar

  • Tam bir uygunluk.

tena

  1. kesreti tenasül

  2. kesret-i tenasül

Anlamlar

  • Neslin çoğalması.

tena

  1. kudreti gayrı mütenahi

  2. kudret-i gayr-ı mütenâhi

Anlamlar

  • Sonsuz bir kudret.
  • Muktedir bir iktidar.

tena

  1. layetenahi

  2. lâyetenâhî

Anlamlar

  • Sonsuz.
  • Nihayetsiz.
  • Sonu gelmez.

tena

  1. layetenahilik

  2. lâyetenâhîlik

Anlamlar

  • Sonsuzluk.
  • Sınırsızlık.

tena

  1. makusen mütenasip

  2. mâkûsen mütenasip

Anlamlar

  • Ters orantılı.

tena

  1. mebsuten mütenasip

  2. mebsûten mütenasip

Anlamlar

  • Doğru orantı.

tena

  1. medarı tenasüp

  2. medâr-ı tenasüp

Anlamlar

  • Uygunluk sebebi.

tena

  1. mütenaim

  2. mütena'im

Anlamlar

  • (ni'met.
  • Nimetlenen.
  • Nazlı büyüyen.
  • Den) nimetler içinde.

tena

  1. mütenahi

  2. mütenâhî

Anlamlar

  • Biten.
  • Sona eren.

tena

  1. mütenasiben

  2. mütenâsiben

Anlamlar

  • Birbirine uygun olarak.

tena

  1. mütenasika

Anlamlar

  • Tertipli.
  • İnsicamlı.
  • Düzen içinde.
  • Birbirine uygun.

tena

  1. mütenasil

Anlamlar

  • (nesl.
  • Tenasül eden.
  • Birbirinden doğan.
  • Den) doğup büyüyen.

tena

  1. mütenasip

  2. mütenâsip

Anlamlar

  • Birbirine uygun.

tena

  1. mütenatice

Anlamlar

  • Birbirlerini sonuç verme.

tena

  1. namütenahi

  2. nâmütenâhî

Anlamlar

  • Sonsuz.

tena

  1. sırrı tenasül

  2. sırr-ı tenasül

Anlamlar

  • Üreme sırrı.

tena

  1. sırrı tenasülat

  2. sırr-ı tenasülât

Anlamlar

  • Üreme sırrı.

tena

  1. süruru namütenahi

  2. sürur-u nâmütenâhi

Anlamlar

  • Sonsuz bir sevinç.

tena

  1. şiddeti tenasüp

  2. şiddet-i tenâsüp

Anlamlar

  • Büyük uyum.
  • Tam bir uygunluk.

tena / تنعم

  1. tenaum

  2. tena'um

Anlamlar

  • Nimetlenme.
  • Bolluk içinde yaşama.

tena

  1. tenafuru kulub

  2. tenafur-u kulûb

Anlamlar

  • Kalplerin nefret etmesi.

tena / تنافر

  1. tenafür

  2. tenâfür

Anlamlar

  • Ürkmek.
  • Birbirini itme.
  • Uzağa çekilmek.
  • Karşılıklı nefret.
  • Birbirinden kaçmak.
  • Birbirinden nefret etme.
  • Kulağa hoş gelmeyen sözcükleri.
  • Bir mes'elenin halli için hakime başvurmak.
  • Kulağa hoş gelmeyen sözcükleri sık sık kullanma.
  • Edb: kulağa hoş gelmeyen hece veya kelimelerin bir arada bulunması.

tena

  1. tenahi

  2. tenâhi

Anlamlar

  • Bitme.
  • Tükenme.
  • Sona erme.
  • Son bulma.
  • Sonlu olma.
  • Yasağı kabul ile geri durmak.

tena / تناكر

  1. tenakür

  2. tenâkür

Anlamlar

  • Antipati.
  • İnkar etme.
  • Tecahül etmek.
  • Diğerini inkar etme.
  • Bilmezlikten gelmek.
  • Diğerine yabani bakma.
  • Birbirine adavet etmek.

tena

  1. tenasi

  2. tenâsi

Anlamlar

  • Unutma.
  • Unutmak.
  • Unutmaya çalışma.
  • Unutmuş görünmek.
  • Birbiri karşısına düşmek.
  • Kendini unutmuş gibi göstermek.
  • Birbirinin nasıyesine yapışmak.

tena

  1. tenasuh

  2. tenâsuh

Anlamlar

  • Reenkarnasyon.
  • Reankarnasyon.
  • Birbirine nasihat etme.
  • Bir ruhun bedenden bedene geçmesi.

tena

  1. tenasuhvari

  2. tenasuhvâri

Anlamlar

  • Reenkarnasyonu anımsatırcasına.

tena / تناسب

  1. tenasüb

  2. tenâsüb

Anlamlar

  • Uyma.
  • Tutma.
  • Kıyas.
  • Orantı.
  • Nisbet.
  • Uygunluk.
  • Yakınlaşma.
  • Tutma yakınlaşma.
  • İki adet birbirine nisbet edilerek yapılan hesap usulü.
  • Anlamca birbirine uygun kelimeleri bir arada söze güzellik vermek amacı ile kullanmak.
  • Edb: manaca birbirine uygun kelimeleri bir arada söze güzellik vermek maksadı ile zikretmek.

tena

  1. tenasüp

  2. tenâsüp

Anlamlar

  • Uygunluk.
  • Birbirine uyumluluk.

tena

  1. tenasüplü

Anlamlar

  • Uyumlu.

tena

  1. tenatüc

  2. tenâtüc

Anlamlar

  • Neticelenme.
  • Neticelendirme.
  • Birbirini netice vermek.

tena

  1. tenavül

  2. tenâvül

Anlamlar

  • Yemek yeme.
  • Bir şeyi alma.
  • Beslenme olayı.
  • Yemek veya içmek.
  • Bahşiş ve ihsanda bulunma.

tena

  1. tenazu

  2. tenâzu

Anlamlar

  • Çekişme.
  • Çatışma.
  • Niza etme.

tena

  1. tenazu

  2. tenâzu'

Anlamlar

  • Çekişme.
  • Çatışma.
  • Çekişmek.
  • Kavgalaşmak.
  • Birbirine husumet etmek.

tena

  1. umuru mütenasibe

  2. umur-u mütenasibe

Anlamlar

  • Uyumlu olan şeyler.
  • Aralarında uygunluk ve münasebet bulunan şeyler.

tena / متناهي

  1. mütenahi

  2. mütenâhi

Anlamlar

  • Biten.
  • Tükenen.
  • Sonu olan.
  • Sona eren.
  • Sonu gelen.
  • Nihayete eren.

tena / متناسب

  1. mütenasib

  2. mütenâsib

Anlamlar

  • Denk.
  • Uygun.
  • Benzer.
  • Uyumlu.
  • Münasib.
  • Muvafık.
  • Birbirine uygun.
  • Birbirine yakışan.
  • Birbirine mensub ve müşabih olan.
  • Aralarında muntazam bir nisbet bulunan.

tena / لا یتناهى

  1. layetenahi

  2. lâyetenâhi

Anlamlar

  • Sonsuz.

tena / متناوب

  1. mütenavib

Anlamlar

  • (nevbet.
  • Dönüşümlü.
  • Den) nöbetleşe tekrarlanıp giden.

tena / متناظر

  1. mütenazır

  2. mütenâzır

Anlamlar

  • (nazar.
  • Simetrik.
  • Simetrik olan.
  • Birbirine bakan.
  • Dan) tenazür eden.
  • Birbirinin karşısında bulunan.

tena / نامتناهى

  1. namütenahi

  2. nâmütenâhi

Anlamlar

  • Engin.
  • Sonsuz.

tena / تنحنح

  1. tenahnuh

Anlamlar

  • Öksürmek.
  • Öhö öhö demek.
  • Boğazını temizleme.
  • Öksürerek boğazını açmak.
  • Fık: zaruret olmasa bu öksürük namazı bozar.

tena / تن آسان

  1. tenasan

  2. tenâsân

Anlamlar

  • Rahatına düşkün.
  • Canının kıymetini bilen.

tena / تناصر

  1. tenasur

  2. tenâsur

Anlamlar

  • Yardımlaşma.
  • Karşılıklı yardım etme.
  • Haberler birbirini tasdik eylemek.

tena / تناسلى

  1. tenasüli

  2. tenâsülî

Anlamlar

  • Üreyiş ile ilgili.

tena / تناوب

  1. tenavüb

  2. tenâvüb

Anlamlar

  • Dönüşüm.
  • Münavebe.
  • Nöbetleşme.
  • Nöbet ile çalışma.

tena / تناظر

  1. tenazur

  2. tenâzur

Anlamlar

  • Bakışma.
  • Bıkışım.
  • Simetri.
  • Bakışmak.
  • Simetri hali.
  • Birbirine karşı olmak.
  • Bir iş hususunda birbirine bakmak.

tena / تناظری

  1. tenazuri

  2. tenâzurî

Anlamlar

  • Bakışık.
  • Simetrik.

tena

  1. gayrimütenahi

  2. gayrimütenâhî

Anlamlar

  • Sonu olmayan.

tena

  1. latenahi

  2. lâtenâhî

Anlamlar

  • Sonsuz.

tena

  1. makusen mütenasib

  2. mâkûsen mütenâsib

Anlamlar

  • Ters orantılı.

tena

  1. mutena

  2. mûtena

Anlamlar

  • Özenilmiş.

tena

  1. mütenafir

  2. mütenâfir

Anlamlar

  • Ürken.
  • Birbirinden nefret eden.
  • Birbirini görmek istemeyen.
  • Edb: yanyana gelişleri ile söylemede zorluk çıkaran kelime veya harf.

tena

  1. mütenaim

  2. mütenaîm

Anlamlar

  • Nimetlenen.

tena

  1. mütenakıs

  2. mütenâkıs

Anlamlar

  • Azalan.
  • Noksanlaşan.
  • Miktarı azalmış olan.

tena

  1. mütenasık

  2. mütenâsık

Anlamlar

  • Dizili.
  • Birbirine uygun olan.
  • Birbirine uygun biçimde.
  • Münasib ve nizam üzerine dizilmiş olan.

tena

  1. mütenavil

  2. mütenâvil

Anlamlar

  • Yiyen.
  • Alıp yiyen.
  • Tenavül eden.
  • El uzatıp alan.

tena

  1. mütenazilen

Anlamlar

  • İnerek.
  • İnmekle.

tena

  1. tenaggum

Anlamlar

  • Nağme yapma.
  • Şarkı söylemek.

tena

  1. tenasühvari

  2. tenâsühvârî

Anlamlar

  • Tenasüh gibi.

tena

  1. tenaum

  2. tenâum

Anlamlar

  • Nimetlenme.

tena

  1. etenan

Anlamlar

  • Adım birbirine yakın olmak.

tena

  1. gayrı mütenahi

  2. gayr-ı mütenahî

Anlamlar

  • Sonsuz.
  • Bitmez.
  • Nihayet bulmaz.

tena

  1. hatenat

Anlamlar

  • Kaynanalar.

tena

  1. latenahi

Anlamlar

  • Sonsuz.
  • Nihayetsiz.
  • Bitip tükenmeyen.

tena

  1. layetenahiyet

  2. lâyetenahiyet

Anlamlar

  • Sonsuzluk.
  • Layetenahilik.
  • Nihayetsizlik.

tena

  1. makusen mütenasib

  2. ma'kusen mütenasib

Anlamlar

  • Yani.
  • Ters orantılı.
  • Mat: tersine olan müvazene.
  • Birbirine nisbet edilen iki şeyden.
  • Biri çoğaldığı oranda diğerinin eksilmesi veya birinin azaldığı nisbetinde diğerinin çoğalması.

tena

  1. mebsuten mütenasib

Anlamlar

  • Doğru orantılı.
  • Birbirlerine nisbetli olan iki şeyden birinin artmasıyla.
  • Diğerinin de aynı nisbetle artması; veya eksilmesiyle diğerinin de eksilmesidir.

tena

  1. mutena

  2. mu'tena

Anlamlar

  • Özenilmiş.
  • İhtimam edilmiş.
  • Dikkat ve itina olunur halde olan.

tena

  1. müctena

Anlamlar

  • Toplanılmış.
  • Devşirilmiş.

tena

  1. mütenaci

Anlamlar

  • Fısıldayan.
  • Tenaci eden.
  • Fısıltı ile konuşan.

tena

  1. mütenaciyane

  2. mütenaciyâne

Anlamlar

  • Fısıldaşanlar gibi.
  • Fısıldaşana yakışır surette.

tena

  1. mütenadd

Anlamlar

  • Korkan.
  • Birbirinden ürken.

tena

  1. mütenadi

Anlamlar

  • (nida.
  • Birbirine nida eden.
  • Dan) birbirini çağıran.

tena

  1. mütenadir

Anlamlar

  • Nadir.
  • (nedret.
  • Den) az bulunur.

tena

  1. mütenafi

Anlamlar

  • (nefy.
  • Den) biribirene zıt olan.

tena

  1. mütenafis

Anlamlar

  • Çekişen.
  • Birbiriyle münakaşa eden.

tena

  1. mütenaggım

Anlamlar

  • Avazlanan.
  • Nağme eden.
  • Şarkı söyleyen.

tena

  1. mütenahhi

Anlamlar

  • Çekingen.
  • Bir tarafa çekilen.

tena

  1. mütenahhim

Anlamlar

  • Balgam çıkaran.

tena

  1. mütenahiz

Anlamlar

  • Erişip ulaşan.

tena

  1. mütenahnih

Anlamlar

  • Hırıltı ile soluyan.
  • Hırıltı ile ses çıkaran.

tena

  1. mütenahnihane

  2. mütenahnihâne

Anlamlar

  • Soluyarak.
  • Hırıltı ile ses çıkararak.

tena

  1. mütenahnihin

  2. mütenahnihîn

Anlamlar

  • Soluyanlar.
  • Boğazından hırıltı ile ses çıkaranlar.

tena

  1. mütenaimane

  2. mütena'imâne

Anlamlar

  • Varlık içinde.
  • Yetişmek suretiyle.
  • Ferahlık ve nimet içinde olarak.
  • Nimetler içinde nazdar bir şekilde büyümek.

tena

  1. mütenaimin

  2. mütena'imîn

Anlamlar

  • Nimetler içinde.
  • Nazlı büyüyenler.
  • Bolluk içinde büyüyenler.

tena

  1. mütenakih

Anlamlar

  • Nikahlanan.

tena

  1. mütenakir

Anlamlar

  • Bilmez görünen.
  • Bilmezlikten gelen.

tena

  1. mütenakkıl

Anlamlar

  • Göçen.
  • Bir yerden diğer bir yere nakleden.

tena

  1. mütenasıka

Anlamlar

  • (bak: mütenasık).

tena

  1. mütenasır

Anlamlar

  • Yardımlaşan.
  • Muavenette bulunan.
  • Birbirine yardım eden.

tena

  1. mütenasir

Anlamlar

  • (nesr.
  • Den) saçılan.

tena

  1. mütenassıb

Anlamlar

  • Dikilen.
  • Ayakta dikilip duran.

tena

  1. mütenassıh

Anlamlar

  • (nush.
  • Öğüt kabul eden.
  • Dan) nasihat dinleyip uslanan.

tena

  1. mütenassıhane

  2. mütenassıhâne

Anlamlar

  • Öğüt kabul ederek.
  • Nasihat dinleyerek.

tena

  1. mütenassır

Anlamlar

  • (nasr.
  • Dan) hristiyan olan.
  • Hristiyanlığı kabul eden.

tena

  1. mütenassıs

Anlamlar

  • Delil ve hüccet ile sabit olan.
  • Tedkik edilip incelendikten sonra karar verilen.

tena

  1. mütenattı

  2. mütenattı'

Anlamlar

  • İşlerinde mübalağa eden.
  • Boğaz içinden konuşan kişi.

tena

  1. mütenavilin

  2. mütenavilîn

Anlamlar

  • Alıp yiyenler.

tena

  1. mütenavim

Anlamlar

  • (nevm.
  • Yalandan uyuyan.
  • Den) uyur gibi görünen.

tena

  1. mütenavimane

  2. mütenavimâne

Anlamlar

  • Uyur gibi görünerek.

tena

  1. mütenavimin

  2. mütenavimîn

Anlamlar

  • Yalandan uyuyanlar.
  • Uyur gibi görünenler.

tena

  1. mütenazıran

Anlamlar

  • Bakışık olarak.
  • Simetrik tarzda.

tena

  1. mütenazi

  2. mütenazi'

Anlamlar

  • (nez'.
  • Çekişen.
  • Den) münazaa ve kavga eden.

tena

  1. mütenazzım

Anlamlar

  • Düzgün olarak.
  • Muntazam bir tarzda.

tena

  1. mütenazzır

Anlamlar

  • Dikkatle bakarak düşünen.
  • Düşünerek dikkatle bakan.

tena

  1. mütenazzif

Anlamlar

  • Maddeten temizlenen.

tena

  1. mütenazzirane

  2. mütenazzirâne

Anlamlar

  • Dikkatle bakıp düşünerek.

tena

  1. namütenahi

  2. na-mütenahi

Anlamlar

  • Sonsuz.
  • Nihayetsiz.
  • Ucu bucağı olmayan.

tena

  1. tenab

  2. ten'ab

Anlamlar

  • Karga sesi.

tena

  1. tenabüz

Anlamlar

  • Ahidlerini bozmak.
  • Sözlerinde durmamak.
  • Birbirine lakap takıp çağırmak.

tena

  1. tenaci

Anlamlar

  • Fısıltı ile birbirine gizli söylemek.

tena

  1. tenacüş

Anlamlar

  • Satın almak.

tena

  1. tenad

Anlamlar

  • Birbirine nida etmek.
  • Birbirine bağırışmak.

tena

  1. tenadd

Anlamlar

  • (nudud.
  • Den) dağılma.
  • Birbirinden ürkme.
  • Darmadağın ve perişan olma.

tena

  1. tenadi

Anlamlar

  • Çağırmak.
  • Bir araya toplanma.
  • Birbirine nida etmek.

tena

  1. tenadüm

Anlamlar

  • (nedem.
  • Sohbet.
  • Den) birbiriyle konuşma.

tena

  1. tenadür

Anlamlar

  • Azalma.
  • Nadirleşme.

tena

  1. tenadüs

Anlamlar

  • Birbirine lakap koyup bağırışmak.

tena

  1. tenaffuh

Anlamlar

  • Tüf.
  • " uf.
  • Şişmek.
  • Ah ve oh" demek.

tena

  1. tenaffut

Anlamlar

  • Çok kızma.
  • Hiddetlenme.

tena

  1. tenafi

Anlamlar

  • Birbirine zıt ve muhalif olma.

tena

  1. tenafürü kulub

  2. tenafür-ü kulûb

Anlamlar

  • Kalblerin birbirinden nefret etmesi.

tena

  1. tenafüs

Anlamlar

  • Çekememe.
  • Hased etme.

tena

  1. tenagguş

Anlamlar

  • Hareket etmek.

tena

  1. tenahhi

Anlamlar

  • Irak olma.
  • Alarga durma.
  • Bir yana çekilme.

tena

  1. tenahhum

Anlamlar

  • Tükürmek.
  • Ekşi yüzlü olmak.
  • Asık suratlı olmak.

tena

  1. tenahüd

Anlamlar

  • Dağıtmak.
  • Ata etmek.
  • Tevzi etmek.
  • Hediye vermek.

tena

  1. tenai

Anlamlar

  • Uzaklık.

tena

  1. tenakki

Anlamlar

  • Muhayyer olmak.

tena

  1. tenakkub

Anlamlar

  • Nikab örtünmek.
  • Yüze peçe örtmek.

tena

  1. tenakkul

Anlamlar

  • (nukl.
  • Nakletme.
  • Den) bir yerden başka bir yere geçme.
  • Bir makamdan başka makama intikal etme.

tena

  1. tenakkur

Anlamlar

  • Toplanmak.
  • İçtima etmek.
  • Müçtemi olmak.

tena

  1. tenakkus

Anlamlar

  • Eksilmek.

tena

  1. tenakkut

Anlamlar

  • (nokta.
  • Nokta nokta olma.
  • Dan) benek benek olma.

tena

  1. tenakkuz

Anlamlar

  • Kırılmak.
  • Bozulmak.
  • Kurtulmak.
  • Halas olmak.

tena

  1. tenakusat

  2. tenakusât

Anlamlar

  • Azalmalar.
  • Eksilmeler.

tena

  1. tenakuzat

  2. tenakuzât

Anlamlar

  • Tenakuzlar.

tena

  1. tenaküh

Anlamlar

  • Nikahlanmak.

tena

  1. tenanir

Anlamlar

  • Ocaklar.
  • Fırınlar.
  • Tandırlar.
  • Su pınarları.

tena

  1. tenanu

  2. tena'nu'

Anlamlar

  • Uzak olmak.
  • Uzaklaşmak.

tena

  1. tenasan

  2. ten-asan

Anlamlar

  • Rahatını düşünen adam.

tena

  1. tenassuh

Anlamlar

  • Nasihat almak.
  • Aklı başına gelmek.
  • Başkası hakkında iyilik istemek.

tena

  1. tenassuk

Anlamlar

  • Düzenleme.
  • Tertib etme.
  • Nizamına koyma.

tena

  1. tenassur

Anlamlar

  • Nasranileşme.
  • Hıristiyan dinine girme.

tena

  1. tenassüb

Anlamlar

  • Dikilip durma.

tena

  1. tenasuf

Anlamlar

  • Yarıya bölmek.

tena

  1. tenasuk

Anlamlar

  • Nizam üzere dizilme.

tena

  1. tenasühvari

  2. tenasüh-vâri

Anlamlar

  • Tenasühe benzer bir surette.

tena

  1. tenasülat

  2. tenasülât

Anlamlar

  • Çoğalma.
  • Üremeler.
  • Tenasüller.

tena

  1. tenasür

Anlamlar

  • Saçılma.
  • Serpilme.
  • Püskürme.

tena

  1. tenaşir

Anlamlar

  • Acemi yazısı.
  • Çocuk yazısı.

tena

  1. tenaşüd

Anlamlar

  • Birbirine şiir okuma.

tena

  1. tenaşür

Anlamlar

  • Dağılmak.

tena

  1. tenattu

  2. tenattu'

Anlamlar

  • Ayırmak.
  • Çok arıtmak.

tena

  1. tenattuf

Anlamlar

  • Küpe takma.

tena

  1. tenattus

Anlamlar

  • Ayırmak.
  • Araştırmak.
  • Dikkatle tecessüs etmek.

tena

  1. tenatuh

Anlamlar

  • Birbirine başla vurmak.
  • (hayvanların) birbirlerine süsüşme (si).

tena

  1. tenatül

Anlamlar

  • Ters olmak.
  • Birbirine muhalif olmak.

tena

  1. tenaul

  2. tena'ul

Anlamlar

  • Nalin giymek.

tena

  1. tenaver

  2. ten-aver

Anlamlar

  • Vücutlu.
  • Etine dolgun.

tena

  1. tenavüm

Anlamlar

  • Yalandan uyur gibi görünme.

tena

  1. tenavür

Anlamlar

  • İri yarı kimse.
  • İri vücutlu kişi.

tena

  1. tenavüş

Anlamlar

  • El sürmek.
  • Alıp yemek.
  • Tehir etmek.
  • Aşağı tutmak.
  • Sonraya bırakmak.
  • (tenavül manasındadır) el atmak.

tena

  1. tenayüb

Anlamlar

  • Nöbetleşmek.

tena

  1. tenazuk

Anlamlar

  • Birbirine öğretmek.

tena

  1. tenazul

Anlamlar

  • Birbiri ile oklaşmak.

tena

  1. tenazük

Anlamlar

  • Birbirine süngü ile vurmak.

tena

  1. tenazül

Anlamlar

  • Yayan olarak vuruşmak.

tena

  1. tenazzuh

Anlamlar

  • Bulaşmak.

tena

  1. tenazzur

Anlamlar

  • Dikkatle bakarak düşünme.
  • Düşünerek dikkatle bakma.

tena

  1. tenazzüf

Anlamlar

  • Paklanma.
  • Temizlenme.

tena

  1. yevmi tenad

  2. yevm-i tenad

Anlamlar

  • Kıyamet günü.

Fotoğraf Galerisi

Galeri görseli 1/12
osmanlıcasözlük.net - 2024

O'na ithâf edilmiştir.