osmanlicasozluk.net
Hakkında

290.000'den fazla kelime haznesiyle Osmanlıca Türkçe Sözlük ve Osmanlıca Lügat

Geçmiş

um / آسُمَانْ / آسمان

  1. asuman

  2. âsumân

Anlamlar

  • Sema.
  • Felek.
  • Gökyüzü.
  • Gök kubbe.

um / بَرَايِ مَعْلُومَاتْ / براي معلومات

  1. berayı malumat

  2. berây-ı ma'lûmât

Anlamlar

  • Bilgi için.

um / بِالْعُمُومْ / بالعموم

  1. bilumum

  2. bil'umûm

Anlamlar

  • Bütünüyle.
  • Tamamıyla.

um / جُمْهُورْ / جمهور

  1. cumhur

  2. cumhûr

Anlamlar

  • Halk.
  • Ahali.
  • Çoğunluk.
  • Topluluk.
  • Kalabalık.

um / جُمْهُورُ عَوَامْ / جمهور عوام

  1. cumhuru avam

  2. cumhûr-u avâm

Anlamlar

  • Sıradan halkın çoğunluğu.

um / حِكْمَتِ حُكُومَتْ / حكمت حكومت

  1. hikmeti hükumet

  2. hikmet-i hükûmet

Anlamlar

  • Hükumetin gözettiği fayda.
  • Hükumetin icraatındaki asıl maksad.

um / خُمْسِ بَشَرْ / خمس بشر

  1. humsu beşer

  2. hums-u beşer

Anlamlar

  • İnsanların beşde biri.
  • İnsanlığın beşte biri.

um / خُصُومَتْ / خصومت

  1. husumet

  2. husûmet

Anlamlar

  • Düşmanlık.

um / حَرْبِ عُمُوم۪ي / حرب عمومي

  1. harbi umumi

  2. harb-i umûmî

Anlamlar

  • Dünya savaşı.
  • Birinci dünya savaşı.

um / حَيِّ قَيُّومْ / حي قيوم

  1. hayyı kayyum

  2. hayy-ı kayyûm

Anlamlar

  • Daimi hayat sahibi olup.
  • Varlığı kendinden olan ve mahlukātı varlıkta tutan (allah).

um / قِيامَتِ عُمُومِيَه / قيامت عموميه

  1. kıyameti umumiye

  2. kıyamet-i umumiye

Anlamlar

  • Umumi kıyamet.
  • Genel kıyamet.

um / كُلِّياَتِ اُمُورْ / كليات امور

  1. külliyatı umur

  2. külliyât-ı umûr

Anlamlar

  • Umumi işler.

um / قُومَانْدَانِ اَعْظَمْ / قوماندان اعظم

  1. kumandanı azam

  2. kumandan-ı a'zam

Anlamlar

  • En büyük kumandan.

um / قَيُّومْ / قيوم

  1. kayyum

  2. kayyûm

Anlamlar

  • Varlığı kendinden olup.
  • Mahlukātı varlıkta tutan (allah).
  • Yarattıklarını varlık aleminde tutan allah.
  • Herşeyi kendi varlığıyla ayakta tutan ve varlıklarını devam ettiren.

um / مَفْهُومْ / مفهوم

  1. mefhum

  2. mefhûm

Anlamlar

  • Kavram.

um / مَفْهُومُ اِشَار۪ي / مفهوم اشاري

  1. mefhumu işari

  2. mefhûm-u işârî

Anlamlar

  • İşaretle anlatılan ma'na.

um / مَفْهُومُ مُخَالِفْ / مفهوم مخالف

  1. mefhumu muhālif

  2. mefhûm-u muhālif

Anlamlar

  • Sözden anlaşılan ma'nanın zıddı.

um / مَفْهُومُ مُوَافِقْ / مفهوم موافق

  1. mefhumu muvafık

  2. mefhûm-u muvâfık

Anlamlar

  • Sözden anlaşılan ma'na.

um / مَفْهُومُ صَر۪يحْ / مفهوم صريح

  1. mefhumu sarih

  2. mefhûm-u sarîh

Anlamlar

  • Açık ma'na.

um / مَرْحُومْ / مرحوم

  1. merhum

  2. merhûm

Anlamlar

  • Ölmüş.
  • Rahmetli.
  • (erkek) ölü.
  • Rahmete eren.
  • Rahmete eren (ölmüş kimse).

um / مَشْئُومْ / مشئوم

  1. meşum

  2. meş'ûm

Anlamlar

  • Uğursuz.

um / مَوْهُومْ / موهوم

  1. mevhum

  2. mevhûm

Anlamlar

  • Asılsız.
  • Kuruntu.
  • Vehmedilmiş.
  • Vehimde olup.
  • Kuruntuya dayalı.
  • Hakikatte olmayan.
  • Gerçekte olmadığı halde var sayılan.

um / مُوَلِّدُ الْحُمُوضَه / مولد الحموضه

  1. müvellidülhumuza

  2. müvellidü'l-humûza

Anlamlar

  • Oksijen.

um / مَخْدُومْ / مخدوم

  1. mahdum

  2. mahdûm

Anlamlar

  • Oğul.

um / مَحْكُومْ / محكوم

  1. mahkum

  2. mahkûm

Anlamlar

  • Cezalı.
  • Mecbur.
  • Hükümlü.
  • Katlanma.
  • Hükmedilen.
  • Hükmolunan.
  • Hüküm giyen.
  • Hüküm giymiş.
  • Zorunda olma.
  • Davayı kaybedip cezalanan.
  • Birinin hükmü altında bulunan.
  • Aleyhinde hüküm verilmiş olan.
  • Zorunda ve mecburiyetinde olma.
  • Birisinin hükmü altında bulunan.

um / مَحْكُومُ مُطْلَقْ / محكوم مطلق

  1. mahkumu mutlak

  2. mahkûm-u mutlak

Anlamlar

  • Her cihetten hükmedilen.
  • Mutlak suretle hüküm altında bulunan.

um / مَحْكُومُ عَدَمْ / محكوم عدم

  1. mahkumu adem

  2. mahkûm-u adem

Anlamlar

  • Yokluğa mahkum olan.

um / مَحْرُومْ / محروم

  1. mahrum

Anlamlar

  • Yoksun.
  • Nasibsiz.
  • Mahrum etmek.
  • Mahrum olmak.
  • Yoksun kalmak.
  • Yoksun bırakmak.
  • Hisse ve payı olmayan.
  • Felahtan nasibsiz olan.
  • Malı bereket bulmaz olan bedbaht.
  • Maddi veya manevi nimetlerden uzak kalmak.
  • İffetinden dolayı zengin zannedildiğinden sadakadan mahrum olan.

um / مَحْرُومِيَتْ / محروميت

  1. mahrumiyet

Anlamlar

  • Yoksunluk.
  • Mahrumluk.
  • Nasibsizlik.
  • Yoksun kalma.
  • Hisse ve payı olmama.

um / مَعْلُومْ / معلوم

  1. malum

  2. ma'lûm

Anlamlar

  • Belli.
  • Bilinen.

um / مَعْلُومَاتْ / معلومات

  1. malumat

  2. ma'lûmât

Anlamlar

  • Bilgiler.

um / مَعْلُومَاتِ سَابِقَه / معلومات سابقه

  1. malumatı sabıka

  2. ma'lûmât-ı sâbıka

Anlamlar

  • Geçmiş bilgiler.

um / مَنْظُومْ / منظوم

  1. manzum

  2. manzûm

Anlamlar

  • Şiir.
  • Tertip.
  • Dizili.
  • Düzenli.
  • Nazımlı.
  • Ölçü ve kafiye ile yazılmış yazı.

um / مَنْظُومَه / منظومه

  1. manzume

  2. manzûme

Anlamlar

  • Şiir.
  • Sistem.
  • Tertibli.
  • Dizilmiş.
  • Vezinli söz.
  • Ölçülü ve kafiyeli söz.

um / مَعْصُومْ / معصوم

  1. masum

  2. ma'sûm

Anlamlar

  • Günahsız.

um / مَعْصُومَانَه / معصومانه

  1. masumane

  2. ma'sûmâne

Anlamlar

  • Günahsızca.

um / مَعْصُومَانَه / معصومانه

  1. masumane

  2. ma'sumâne

Anlamlar

  • Günahsızca.
  • Suçsuz olarak.
  • Günahsızcasına.

um / مَظْلُومْ / مظلوم

  1. mazlum

  2. mazlûm

Anlamlar

  • Sessiz.
  • Zulmedilen.
  • Zulüm görmüş.
  • Zulme uğramış.

um / نُمُونَه / نمونه

  1. numune

  2. numûne

Anlamlar

  • Örnek.

um / نَظَرِ عُمُوم۪ي / نظر عمومي

  1. nazarı umumi

  2. nazar-ı umûmî

Anlamlar

  • Umumun bakışı.

um / رُمُوزُ شَطْحِيَاتْ / رموز شطحيات

  1. rumuzu şathiyat

  2. rumûz-u şathiyât

Anlamlar

  • Evliyanın bazı garib ve anlaşılmaz sözlerindeki ince işaretler.

um / رُمُوزْ / رموز

  1. rumuz

Anlamlar

  • Remizler.
  • İşaretler.
  • İnce nükteler.
  • İnce işaretler.
  • Manası gizli olan işaretler.

um / تَرَحُّمْ / ترحم

  1. terahhum

Anlamlar

  • Acıma.
  • Acımak.
  • Merhamet etme.
  • Merhamet etmek.
  • Terahhum etmek.
  • Şefkat gösterme.
  • Terahhum kılmak.
  • Şefkatte bulunma.
  • Merhamet gösterme.
  • Esirgeyip besleme.

um / تَقْس۪يمِ اُمُورْ / تقسيم امور

  1. taksimi umur

  2. taksîm-i umûr

Anlamlar

  • İşleri bölüştürme.

um / عُلُومْ / علوم

  1. ulum

  2. ulûm

Anlamlar

  • İlimler.

um / عُلُومُ مُتَعَارِفَه / علوم متعارفه

  1. ulumu mütearife

  2. ulûm-u müteârife

Anlamlar

  • Herkesçe bilinen bilgiler.
  • Herkesin bildiği tanınmış ilimler.

um / عمومًا / عموما

  1. umumen

  2. umûmen

Anlamlar

  • Hepsi.
  • Tamamen.
  • Genellikle.
  • Genel olarak.

um / عُمُومِيَتِ اِخْوَانْ / عموميت اخوان

  1. umumiyeti ihvan

  2. umûmiyet-i ihvân

Anlamlar

  • Kardeşlerin umumu.

um / اُمُورْ / امور

  1. umur

  2. umûr

Anlamlar

  • İşler.
  • Emirler.
  • Hususlar.

um / اُمُورُ غَيْبِيَه / امور غيبيه

  1. umuru gaybiye

  2. umûr-u gaybiye

Anlamlar

  • Gayba ait işker.
  • Bilinmeyen işler.

um / اُمُورُ حَادِثَه / امور حادثه

  1. umuru hasise

  2. umûr-u hasîse

Anlamlar

  • Değersiz işler.

um / عُمُومْ / عموم

  1. umum

Anlamlar

  • Hep.
  • Bütün.
  • Cümle.
  • Herkes.
  • Genel olma.
  • Umumi olmak.

um / عَدَمِ مَعْلُومَاتْ / عدم معلومات

  1. ademi malumat

  2. adem-i ma'lûmât

Anlamlar

  • (bir konu hakkında) bilgisizlik.

um / ذَاتِ حَيِّ قَيُّومْ / ذات حي قيوم

  1. zatı hayyı kayyum

  2. zât-ı hayy-ı kayyum

Anlamlar

  • Daimi hayat sahibi olup.
  • Varlığında kimseye muhtac olmayan ve mahlukatı varlıkta tutan zat (allah).

um / ظَنِّ قَبُولُ جُمْهُورْ / ظن قبول جمهور

  1. zannı kabulü cumhur

  2. zann-ı kabûl-ü cumhûr

Anlamlar

  • Çoğunluğun kabulü olan zann.

um

  1. ademi malumiyet

  2. adem-i malûmiyet

Anlamlar

  • Belirsizlik.
  • Bilinmemezlik.

um

  1. affı umumi

  2. aff-ı umumî

Anlamlar

  • Genel af.

um

  1. afyon müddeiumumiliği

  2. afyon müddeiumumîliği

Anlamlar

  • Afyon savcılığı.

um

  1. afyon müddeiumumisi

  2. afyon müddeiumumîsi

Anlamlar

  • Afyon savcısı.

um

  1. ahengi umumiye

  2. âheng-i umumiye

Anlamlar

  • Genel uyum.
  • Genel ahenk.

um

  1. ahlakı umumiye

  2. ahlâk-ı umumiye

Anlamlar

  • Genel ahlak.

um

  1. ahmakulhumaka

  2. ahmaku'l-humaka

Anlamlar

  • Ahmakların en ahmakı.

um

  1. ahvali umumiye

  2. ahvâl-i umumiye

Anlamlar

  • Durumlar.
  • Genel haller.

um

  1. akidei umumiye

  2. akide-i umumiye

Anlamlar

  • Genele ait iman.

um

  1. aksamı malume

  2. aksâm-ı malûme

Anlamlar

  • Bilinen kısımlar.

um

  1. akvamı mazlume

  2. akvâm-ı mazlume

Anlamlar

  • Zulme uğrayan kavimler.

um

  1. alelumum

Anlamlar

  • Bütünüyle.
  • Genellikle.

um

  1. ankara emniyeti umumi müdürü

  2. ankara emniyet-i umumî müdürü

Anlamlar

  • Ankara emniyet genel müdürü.

um

  1. ankara emniyeti umumisi

  2. ankara emniyet-i umumîsi

Anlamlar

  • Ankara emniyet genel müdürlüğü.

um

  1. ankara emniyeti umumiye müdürü

  2. ankara emniyet-i umumiye müdürü

Anlamlar

  • Ankara emniyet genel müdürü.

um

  1. arzuyu taazzum

  2. arzu-yu taazzum

Anlamlar

  • Büyüklük taslama arzusu.

um

  1. arzuyu umumi

  2. arzu-yu umumî

Anlamlar

  • Genel arzu.
  • Herkesin istediği.

um

  1. bahri muhiti umman

  2. bahr-i muhît-i umman

Anlamlar

  • Okyanus.
  • Çok büyük deniz.

um

  1. bahri umman

  2. bahr-i umman

Anlamlar

  • Okyanus.
  • Arabistan ve iran'ın güneyinde kalan deniz.

um

  1. batını umur

  2. bâtın-ı umur

Anlamlar

  • İşlerin içyüzleri.
  • Görünmeyen yönleri.

um

  1. bazı umuru mermuzei gayrı mesmua

  2. bazı umur-u mermuze-i gayr-ı mesmua

Anlamlar

  • Daha önceden işitilmemiş ve ima ve işaret yoluyla belirtilmiş bazı işler.

um

  1. berayı malumat

  2. berâ-yı mâlumat

Anlamlar

  • Malumat ve bilgi için.

um

  1. berayı malumat

  2. berâ-yı mâlûmat

Anlamlar

  • Bilgi vermek için.

um

  1. bilumum

  2. bil'umum

Anlamlar

  • Bütün.
  • Genel olarak.

um / بالعموم

  1. bilumum

Anlamlar

  • Tüm.
  • Hep.
  • Bütün.
  • Genel olarak.

um

  1. birinci harbi umumi

  2. birinci harb-i umumî

Anlamlar

  • Birinci dünya savaşı.

um

  1. caddei umumiyei akliye

  2. cadde-i umumiye-i akliye

Anlamlar

  • Akla en uygun herkesin yürüdüğü cadde.

um

  1. cazibei umumi

  2. câzibe-i umumi

Anlamlar

  • Genel çekim gücü.

um

  1. cazibei umumi kanunu

  2. cazibe-i umumî kanunu

Anlamlar

  • Genel çekim kanunu.

um

  1. cazibei umumii vatani

  2. cazibe-i umumî-i vatanî

Anlamlar

  • Vatana ait genel çekim gücü.

um

  1. cazibei umumiye

  2. câzibe-i umumîye

Anlamlar

  • Genel çekim kanunu.

um

  1. cazibei umumiyei islamiye

  2. câzibe-i umumiye-i islâmiye

Anlamlar

  • İslam'ın genel çekim gücü.

um

  1. cazibei umumiyei kainat

  2. cazibe-i umumiye-i kâinat

Anlamlar

  • Kainatın genel çekim özelliği.

um

  1. cebri umumi

  2. cebr-i umumî

Anlamlar

  • Genel zorlama.
  • Herkesi zorlama.

um

  1. cenabı kadiri kayyum

  2. cenâb-ı kadir-i kayyûm

Anlamlar

  • Herşeye gücü yeten allah.

um

  1. cereyanı umumi

  2. cereyan-ı umumî

Anlamlar

  • Genel akış.

um

  1. cereyanı umumiye

  2. cereyan-ı umumîye

Anlamlar

  • Genel akım.
  • Genel cereyan.
  • Genel hareket.

um

  1. cevvi asuman

  2. cevv-i âsuman

Anlamlar

  • Sema.
  • Gökyüzü.

um / جمهور

  1. cumhur

Anlamlar

  • Halk.
  • Takım.
  • Hey'et.
  • Toprak.
  • Çoğunluk.
  • Topluluk.
  • Ekseriyeti.
  • Halk topluluğu.
  • Alimlerin çoğu.
  • Bir yere toplanmış kum.
  • Seçimle idare edilen devlet.
  • Aynı kararı veya hükmü kabul edenler.

um

  1. cumhuri

  2. cumhurî

Anlamlar

  • Cumhuriyetle ilgili.
  • Halkın çoğunluyla ilgili.

um

  1. cumhuriyetperver

Anlamlar

  • Cumhuriyetçi.
  • Cumhuriyeti seven.
  • Cumhuriyet yanlısı.

um

  1. cumhuriyetperverlik

Anlamlar

  • Cumhuriyetçilik.

um

  1. cumhuru avam

  2. cumhur-u avâm

Anlamlar

  • Halkın çoğunluğu.

um

  1. cumhuru enbiya

  2. cumhur-u enbiya

Anlamlar

  • Peygamberlerin çoğunluğu.

um

  1. cumhuru muhaddisin

  2. cumhur-u muhaddisîn

Anlamlar

  • Hadis alimleri sınıfı.
  • Hadisçilerin çoğunluğu.

um

  1. cumhuru müminin

  2. cumhur-u mü'minîn

Anlamlar

  • İmanlılar sınıfı.
  • Mü'minlerin çoğunluğu.

um

  1. cumhuru nas

  2. cumhur-u nâs

Anlamlar

  • Halk kalabalığı.
  • Halkın çoğunluğu.
  • İnsanların ekserisi.

um

  1. cumhuru ulema

  2. cumhur-u ulemâ

Anlamlar

  • ).
  • Mek.
  • Reddedilir.
  • Alimler sınıfı.
  • Alimler cemaatı.
  • Alimlerin çoğunluğu.
  • Yoksa davet bid'attır.
  • (bir fikre davet cumhur-u ulemanın kabulüne vabestedir.

um

  1. cumud

Anlamlar

  • Cansızlık.

um

  1. cumudet

Anlamlar

  • Katılık.
  • Sertlik.

um

  1. cumudiyet

Anlamlar

  • Cansızlık.

um

  1. cumudu mutlak

  2. cumûd-u mutlak

Anlamlar

  • Tam anlamıyla cansızlık.

um

  1. cürsume

  2. cürsûme

Anlamlar

  • Kök.

um

  1. dairei hükumet

  2. daire-i hükûmet

Anlamlar

  • Yönetim dairesi.

um

  1. dairei şumul

  2. daire-i şumul

Anlamlar

  • Kapsam dairesi.

um

  1. daülhusumet

  2. dâü'l-husûmet

Anlamlar

  • Düşmanlık hastalığı.

um

  1. definei ulum ve fünun

  2. define-i ulûm ve fünûn

Anlamlar

  • Fen ve ilimlerin hazinesi.

um

  1. dehşeti hücum

  2. dehşet-i hücum

Anlamlar

  • Dehşetli saldırı.

um

  1. derecei lüzum

  2. derece-i lüzum

Anlamlar

  • Gereklilik seviyesi.

um

  1. dersi umumi

  2. ders-i umumî

Anlamlar

  • Herşeyi içine alan ders.

um

  1. desatiri hükumet

  2. desâtir-i hükûmet

Anlamlar

  • Yönetimlerin yasaları.

um

  1. desatiri umumiye

  2. desâtir-i umumiye

Anlamlar

  • Genel prensipler.

um

  1. devamı tenaum

  2. devam-ı tena'um

Anlamlar

  • Nimetlenmenin devamı.

um

  1. deveranı umumi

  2. deveran-ı umumî

Anlamlar

  • Akış.
  • Genel dönüş.

um

  1. devrei hükumet

  2. devre-i hükûmet

Anlamlar

  • Devletin hükmetme dönemi.

um

  1. devri cumhuriyet

  2. devr-i cumhuriyet

Anlamlar

  • Cumhuriyet devri.
  • Cumhuriyet dönemi.

um

  1. devri umran

  2. devr-i umrân

Anlamlar

  • Medeniyet devri.

um

  1. duayı umumi

  2. dua-yı umumî

Anlamlar

  • Herkesi içine alan dua.

um

  1. düsturu umumi

  2. düstur-u umumî

Anlamlar

  • Genel prensip.

um

  1. düsturu umumiye

  2. düstur-u umumîye

Anlamlar

  • Genel kural.
  • Genel düstur.

um

  1. ebediyeti mevhume

  2. ebediyet-i mevhume

Anlamlar

  • Sonsuzluk kuruntusu.

um

  1. efali umumiyei ilahiye

  2. ef'âl-i umumiye-i ilâhiye

Anlamlar

  • Bütün qlemlerde oluşan ilahi fiiller.

um

  1. efali umumiyei muhita

  2. ef'âl-i umumiye-i muhîta

Anlamlar

  • Herşeyi kuşatan genel fiiiller.

um

  1. efkarı umumi

  2. efkâr-ı umumî

Anlamlar

  • Kamuoyu.

um

  1. efkarı umumiye

  2. efkâr-ı umumiye

Anlamlar

  • Kamuoyu.
  • (bak: efkar-ı amme).

um

  1. eğlencei masumane

  2. eğlence-i mâsumâne

Anlamlar

  • Masum eğlence.
  • Günahsız eğlence.

um

  1. ehli hükumet

  2. ehl-i hükûmet

Anlamlar

  • Hükümette olanlarlar.

um

  1. ehli ulumu diniye

  2. ehl-i ulûm-u diniye

Anlamlar

  • Din alimleri.
  • Dini ilimlerle meşgul olanlar.

um

  1. ekseriyeti masum

  2. ekseriyet-i mâsum

Anlamlar

  • Masum çoğunluk.
  • Günahsız çoğunluk.

um

  1. emniyeti umumiye

  2. emniyet-i umumiye

Anlamlar

  • Genel güvenlik.

um

  1. emniyeti umumiye

  2. emniyet-i umûmiye

Anlamlar

  • Güvenlik.
  • Genel emniyet.

um

  1. emniyeti umumiye müdürü

  2. emniyet-i umumiye müdürü

Anlamlar

  • Emniyet genel müdürü.

um

  1. emniyeti umumiye reisi

  2. emniyet-i umumiye reisi

Anlamlar

  • Emniyet genel müdürü.

um

  1. envaı matumat

  2. envâ-ı mat'umât

Anlamlar

  • Yiyecek çeşitleri.

um

  1. erbabı ulum

  2. erbab-ı ulûm

Anlamlar

  • Alimler.
  • İlim sahipleri.

um

  1. erkanı harbiyei umumiye reisi

  2. erkân-ı harbiye-i umumiye reisi

Anlamlar

  • Genelkurmay başkanı.

um

  1. erkanı hükumet

  2. erkân-ı hükûmet

Anlamlar

  • Hükumetin ileri gelenleri.

um

  1. erzakı umumiye

  2. erzak-ı umumiye

Anlamlar

  • Umumi rızklar.
  • Herkese ait erzaklar.

um

  1. harbi umumi

  2. harb-i umumî

Anlamlar

  • Genel harp.
  • Umumi savaş.
  • Dünya savaşı.
  • 1914 senesinde başlayan birinci cihan harbi.

um

  1. evamiri umumiyei külliye

  2. evâmir-i umumiye-i külliye

Anlamlar

  • Genel emirler.

um

  1. evliyai umur

  2. evliya-i umûr

Anlamlar

  • İş başında bulunan kimseler.

um

  1. evsafı masume

  2. evsaf-ı mâsume

Anlamlar

  • Masum sıfatlar.

um

  1. eyyamı malumei arziye

  2. eyyam-ı malûme-i arziye

Anlamlar

  • Dünya günleri.
  • Normal günler.

um

  1. fasıkı mahrum

  2. fâsık-ı mahrum

Anlamlar

  • Günah işlemeye hazır olduğu halde fırsat bulamayan.

um

  1. fen ve ulumu islamiye

  2. fen ve ulûm-u islâmiye

Anlamlar

  • İslami ilimler ve fenler.

um

  1. fereci umumi

  2. ferec-i umumî

Anlamlar

  • Genel ferahlık.
  • Sıkıntıdan kurtulma.

um

  1. fihristei umumiye

  2. fihriste-i umumiye

Anlamlar

  • Genel içerik.

um

  1. gafleti umumiye

  2. gaflet-i umumiye

Anlamlar

  • Genel vurdumduymazlık.

um

  1. gayrı malum

  2. gayr-ı malûm

Anlamlar

  • Bilinmeyen.

um

  1. haddi mevhum

  2. hadd-i mevhum

Anlamlar

  • Varsayılan sınır.

um

  1. hadisei umumiye

  2. hadise-i umumiye

Anlamlar

  • Geneli ilgilendiren olay.

um

  1. hakikati umumiyei uzma

  2. hakikat-i umumiye-i uzmâ

Anlamlar

  • Büyük ve umumi hakikat.

um

  1. hakimiyeti umumiye

  2. hakimiyet-i umumiye

Anlamlar

  • Genel hakimiyet.
  • Genel hükümranlık.

um

  1. halası umumi

  2. halâs-ı umumi

Anlamlar

  • Umumi kurtuluş.
  • Genel kurtuluş.

um

  1. hallakıyeti umumiye

  2. hallâkıyet-i umumîye

Anlamlar

  • Bütün varlıklar aleminde allah'ın yaratıcılık özelliği.

um

  1. harbi umumi inkılabı

  2. harb-i umumî inkılâbı

Anlamlar

  • Dünya savaşının etkisiyle değişimler.

um

  1. harbi umumiye

  2. harb-i umumîye

Anlamlar

  • Dünya savaşı.

um

  1. haşri umumi

  2. haşr-i umumî

Anlamlar

  • Her şeyi kaplayan yeniden diriliş.

um

  1. hatayı umumi

  2. hatâ-yı umumî

Anlamlar

  • Genelin yaptığı hatalar.
  • Genele yönelik yapılan hatalar.

um

  1. hatibi umumi

  2. hatîb-i umumî

Anlamlar

  • Genele seslenen hatip.

um

  1. hayatı masumane

  2. hayat-ı mâsumane

Anlamlar

  • Suçsuz hayat.
  • Günahsız hayat.

um

  1. hayatı umumiye

  2. hayat-ı umumiye

Anlamlar

  • Umuma ait.
  • Genel hayat.

um

  1. hayy u kayyum

  2. hayy u kayyûm

Anlamlar

  • Her an diri olan ve herşeyi ayakta tutan allah.

um

  1. hazinei ulum

  2. hazine-i ulûm

Anlamlar

  • İlimler hazinesi.

um

  1. hedefi hücum

  2. hedef-i hücum

Anlamlar

  • Saldırının hedefi.

um

  1. hediyei masumane

  2. hediye-i mâsumâne

Anlamlar

  • Masumca verilmiş hediye.

um

  1. heyeti umumiye

  2. heyet-i umumiye

Anlamlar

  • Genel yapı.
  • Genel bütün.

um

  1. hissi umumi

  2. hiss-i umumî

Anlamlar

  • Umumi his.
  • Genel ortak duygu.

um

  1. hissi umumiye

  2. hiss-i umumîye

Anlamlar

  • Umumun hisleri.
  • Genelin duyguları.

um

  1. hissiyatı cumhur

  2. hissiyat-ı cumhur

Anlamlar

  • Halkın hisleri.

um

  1. hissiyatı umumiye

  2. hissiyat-ı umumiye

Anlamlar

  • Duygular.
  • Herkeste bulunan hisler.

um

  1. hitabeti umumiye

  2. hitabet-i umumiye

Anlamlar

  • Kamuoyuna hitap etme.

um

  1. hitabı umumi

  2. hitab-ı umumi

Anlamlar

  • Umumi konuşma.
  • Genel seslenme.

um

  1. hukuku umumiye

  2. hukuk-u umumiye

Anlamlar

  • Kamu hukuku.

um

  1. hukuku umumiye ve hususiye

  2. hukuk-u umumiye ve hususiye

Anlamlar

  • Kişisel ve genel haklar.

um

  1. hukuku umumiyei kainat

  2. hukuk-u umumiye-i kâinat

Anlamlar

  • Genel kainat hukuku.

um / خمار

  1. humar

  2. humâr

Anlamlar

  • Mahmurluk.
  • Başağrısı.
  • Sersemlik.
  • Sarhoşluğun verdiği sersemlik.
  • Bir şeyin acısı burnundan gelmesi.
  • Sarhoşluk veren ve haram olan içkiden sonra gelen baş ağrısı.

um / حمق

  1. humk

Anlamlar

  • Ahmaklık.
  • Bön olmak.
  • Aklı az olmak.

um / حما

  1. humma

  2. hummâ

Anlamlar

  • Nöbet.
  • Sıtma.
  • Ateş nöbeti.
  • Ateşli hastalık.
  • Bir ateşli hastalık.
  • Yüsek ateşli hastalık.

um

  1. hummalı

  2. hummâlı

Anlamlar

  • Yoğun.
  • Ateşli.
  • Kızgın.
  • Hararetli.
  • Çok faaliyetli.

um / حمرت

  1. humret

Anlamlar

  • Utanma.
  • Kızıllık.
  • Kırmızılık.
  • Masumane şefkat.
  • Yanaklarda oluşan kızarıklık.

um / خمس

  1. hums

Anlamlar

  • Beşte bir.
  • Beşte biri.
  • Beş bölükten birisi.

um

  1. humsu

Anlamlar

  • Beşte biri.

um

  1. humsu öşr

  2. hums-u öşr

Anlamlar

  • Ellide bir.

um

  1. humud

  2. humûd

Anlamlar

  • Sönüklük.
  • Soğukluk.
  • İsteksizlik.
  • Şehvet yokluğu.

um

  1. husumet

Anlamlar

  • Hasımlık.
  • Kincilik.
  • Zıddiyet.
  • Çekişmek.
  • Düşmanlık.
  • Davacı olmak.

um

  1. husumetefza

  2. husumetefzâ

Anlamlar

  • Düşmanlık saçan.

um

  1. husumeti gayr

  2. husumet-i gayr

Anlamlar

  • Başkalarına düşmanlık besleme.

um

  1. husumeti hariciye

  2. husumet-i hariciye

Anlamlar

  • Dışa ait düşmanlık.
  • Yabancıların düşmanlığı.

um

  1. husumeti kafirane

  2. husumet-i kâfirâne

Anlamlar

  • Kafirce düşmanlık yapılma.

um

  1. husumetkarane

  2. husumetkârâne

Anlamlar

  • Düşmanca.

um

  1. hutebai umumi

  2. hutebâ-i umumî

Anlamlar

  • Herkese hitabeden.
  • Umuma ders verenler.
  • Herkese hitap edenler.

um / هجوم

  1. hücum

Anlamlar

  • Akın.
  • Saldırı.
  • Saldırma.
  • Karşı çıkmak.
  • Hamle ile ileri atılmak.
  • Sert sözle birine çatmak.

um

  1. hücum eden

Anlamlar

  • Saldıran.

um

  1. hükumet

  2. hükûmet

Anlamlar

  • İdare.
  • Devlet.
  • Yönetim.
  • Vekiller hey'eti.
  • Bir memleketi idare edenler.

um

  1. hükumeti cumhuriye

  2. hükûmet-i cumhuriye

Anlamlar

  • Cumhuriyet hükumeti.

um

  1. hükumeti demokrasi

  2. hükûmet-i demokrasi

Anlamlar

  • Demokrasi hükumeti.

um

  1. hükumeti hazıra

  2. hükûmet-i hazıra

Anlamlar

  • Şimdiki hükumet.

um

  1. hükumeti hilkat

  2. hükûmet-i hilkat

Anlamlar

  • Yaratılış hükümeti.

um

  1. hükumeti islamiye

  2. hükûmet-i islâmiye

Anlamlar

  • İslam hükümeti.

um

  1. hükumeti meşrua

  2. hükûmet-i meşrua

Anlamlar

  • Kanuna uygun hükumet.

um

  1. hükumeti meşruta

  2. hükûmet-i meşruta

Anlamlar

  • Meşrutiyet idaresi.
  • Meşrutiyet hükumeti.
  • Meşrutiyetle idare olunan hükumet.

um

  1. hükumeti milliye

  2. hükûmet-i milliye

Anlamlar

  • Milli idare.
  • Milli hükümet.

um

  1. hükumeti müstebid

  2. hükûmet-i müstebid

Anlamlar

  • Baskıcı iktidar.
  • Diktatör hükumet.

um

  1. hükumeti müstebide

  2. hükûmet-i müstebide

Anlamlar

  • Ülkeyi dikta ile yöneten hükumet.

um

  1. hükumeti zaife

  2. hükûmet-i zaife

Anlamlar

  • Zayıf hükumet.

um

  1. hükümeti cumhuriye

  2. hükümet-i cumhuriye

Anlamlar

  • Cumhuriyet hükümeti.

um

  1. hürriyeti umumi

  2. hürriyet-i umumî

Anlamlar

  • Genel özgürlük.
  • Genel serbestlik.

um

  1. hüznü masumane ve mazlumane

  2. hüzn-ü mâsumâne ve mazlumâne

Anlamlar

  • Masum ve mazlumca duyulan hüzün.

um

  1. iaşei umumi

  2. iâşe-i umumî

Anlamlar

  • Herkesi besleyip geçimini sağlama.

um

  1. iaşei umumiye

  2. iâşe-i umumiye

Anlamlar

  • Bütün yaratıkları rızıklandırma.

um

  1. ibadatı umumiye

  2. ibâdât-ı umumiye

Anlamlar

  • Bütün varlıkların yaptığı ibadetler.

um

  1. icrayı hükumet

  2. icra-yı hükûmet

Anlamlar

  • Yönetmek.
  • İdare etmek.

um

  1. idarei hükumet

  2. idare-i hükûmet

Anlamlar

  • Hükümet idaresi.

um

  1. idarei umumi

  2. idare-i umumî

Anlamlar

  • Genel idare.

um

  1. ihatai ummani

  2. ihata-i ummânî

Anlamlar

  • Deniz gibi kuşatma.

um

  1. iki harbi umumi

  2. iki harb-i umumî

Anlamlar

  • Birinci ve ikinci dünya savaşları.

um

  1. ikinci harbi umumi

  2. ikinci harb-i umumî

Anlamlar

  • İkinci dünya savaşı.

um

  1. ilamı malum

  2. ilâm-ı malûm

Anlamlar

  • Bilineni bildirme.

um

  1. ilanı husumet

  2. ilân-ı husumet

Anlamlar

  • Düşmanlık ilan etme.

um

  1. inkılabı hükumet

  2. inkılâb-ı hükûmet

Anlamlar

  • Hükumet inkılabı.
  • Yönetim değişimi.

um

  1. irşadı cumhur

  2. irşâd-ı cumhur

Anlamlar

  • Halka doğru yolun gösterilmesi.

um

  1. islamilaisen sevrakume

  2. islâmilaisen sevrakume

Anlamlar

  • Müslüman mahallesi.
  • Müslümanların oturduğu yer.

um

  1. ismi umumi

  2. ism-i umumî

Anlamlar

  • Genel isim.

um

  1. istibdadı hükumet

  2. istibdad-ı hükûmet

Anlamlar

  • Hükümetin baskısı.
  • Hükümet despotluğu.

um

  1. istibdadı manevii umumi

  2. istibdad-ı mânevî-i umumî

Anlamlar

  • Genel manevi baskı.

um

  1. istikrarı manzume

  2. istikrar-ı manzume

Anlamlar

  • Sistemin istikrarı.
  • Düzenin kararlılığı.

um

  1. istirahatı umumiye

  2. istirahat-ı umumiye

Anlamlar

  • Genel huzur ortamı.

um

  1. istirahati şahsiye ve umumiye

  2. istirahat-i şahsiye ve umumiye

Anlamlar

  • Şahsın ve toplumun rahatı.

um

  1. istirahati umumi

  2. istirahat-i umumî

Anlamlar

  • Umumun huzuru.
  • Genelin rahatı.

um

  1. istirahati umumiye

  2. istirahat-i umumiye

Anlamlar

  • Genel huzur.

um

  1. itai malumat

  2. itâ-i malûmat

Anlamlar

  • Bilgi verme.

um

  1. itikadatı umumiye

  2. itikadat-ı umumiye

Anlamlar

  • Genelin inançları.
  • Çoğunluğun inançları.

um

  1. itikadı umumi

  2. itikad-ı umumî

Anlamlar

  • Genelin inancı.

um

  1. ittihadı umumi

  2. ittihâd-ı umumî

Anlamlar

  • Genel birlik.
  • Umumi ittihad.
  • Bütün insanların birleşmesi.
  • Herkesin bir noktada birleşmesi.

um

  1. jandarma umum kumandanı

Anlamlar

  • Jandarma genel komutanı.

um

  1. kabulü umumi

  2. kabul-ü umumî

Anlamlar

  • Bir fikrin genel kabul görmesi.

um

  1. kalbi umumi

  2. kalb-i umumî

Anlamlar

  • Genele ait kalp.
  • Toplumun ortak yüreği.

um

  1. kalbi umumii müştereki millet

  2. kalb-i umumî-i müşterek-i millet

Anlamlar

  • Milletin ortak kalbi.

um

  1. kanunu umumi

  2. kanun-u umumî

Anlamlar

  • Genel kanun.

um

  1. kasidei manzumei hikmet

  2. kaside-i manzume-i hikmet

Anlamlar

  • Hikmetle ve düzenli bir şekilde yazılmış kaside.

um

  1. katibi umumi

  2. kâtib-i umumî

Anlamlar

  • Genel sekreter.

um

  1. kavanini umumiyei içtimaiye

  2. kavânin-i umumiye-i içtimaiye

Anlamlar

  • Genel sosyal prensipler.

um

  1. kavsı mevhume

  2. kavs-ı mevhûme

Anlamlar

  • Sanal yay.
  • Varsayılan yay.

um

  1. kayyumiyet

Anlamlar

  • Bakiliği.
  • Daimi mevcudiyeti.
  • Allah'ın ezeli ve ebedi oluşu.
  • Allah'ın her şeyi ayakta tutması.
  • Kendiliğinden eze-li ve ebedi olarak var olmak.

um

  1. kesbi malumat

  2. kesb-i malûmat

Anlamlar

  • Bilgi kazanma.
  • Bilgi sahibi olma.

um

  1. kıyameti kübrayı umumiye

  2. kıyamet-i kübrâ-yı umumiye

Anlamlar

  • Umumi olan büyük kıyamet.

um

  1. kubbei asuman

  2. kubbe-i âsuman

Anlamlar

  • Gökyüzü.
  • Gök kubbe.

um

  1. kudreti mevhume

  2. kudret-i mevhume

Anlamlar

  • Varmış gibi zannedilen güç.

um

  1. kumandan

Anlamlar

  • Komutan.

um

  1. kumaşı hikmet

  2. kumaş-ı hikmet

Anlamlar

  • Hikmet kumaşı.

um

  1. kumistan

  2. kumistân

Anlamlar

  • Çöl.
  • Kumluk.
  • Kumluk yer.
  • Kumluk çöl veya arazi.

um

  1. kumpanya

Anlamlar

  • Zümre.
  • Şirket.
  • Cemaat.
  • Cemaat.

um

  1. kuvayı umumiye

  2. kuvâ-yı umumiye

Anlamlar

  • Umumi kuvvetler.
  • Kainatın genelindeki kuvvetler.

um

  1. külliyatı umur

  2. külliyat-ı umur

Anlamlar

  • Genel işler.
  • Evrensel işler.

um

  1. la kayyume illallah

  2. lâ kayyûme illâllah

Anlamlar

  • Allahtan başka varlıkları ayakta tutan ve onlara beka veren yoktur.

um

  1. lafzı umumi

  2. lafz-ı umumi

Anlamlar

  • Genel söz.

um

  1. lezaizi matumat

  2. lezâiz-i mat'umât

Anlamlar

  • Yiyeceklerdeki lezzetler.

um / لزوم

  1. lüzum

Anlamlar

  • Gerek.
  • İhtiyaç.
  • Gereklilik.
  • Lazım olma.
  • Lazım olmak.
  • Lüzum görmek.
  • Gerekli bulmak.
  • Bir şey bir şeyden asla ayrı olmayıp onunla sabit ve daim olmak.

um

  1. lüzumi

  2. lüzumî

Anlamlar

  • Gereklilik.
  • Lüzumluluk.

um

  1. lüzumu beyyin

  2. lüzum-u beyyin

Anlamlar

  • ).
  • Cehil.
  • Apaçık gereklilik.
  • Görmemezliğe delildir.
  • Ve yine mesela: kör olmak.
  • İspata ihtiyacı olmayan şey.
  • İsbata ihtiyacı olmayan şey.
  • İlimsizliğe lüzum olması gibi.
  • İsbata ihtiyacı olan şey demektir.
  • (lüzum-u beyyin'in zıddı: "lüzum-u gayr-ı beyyin"dir.

um

  1. lüzumu kati

  2. lüzum-u kat'î

Anlamlar

  • Kesin gereklilik.

um

  1. lüzumu mutabakat

  2. lüzum-u mutabakat

Anlamlar

  • Uygunluğun gereği.

um

  1. lüzumu zati

  2. lüzum-u zâtî

Anlamlar

  • Varlığının zorunlu şartı.

um

  1. lüzumu zatii tabii

  2. lüzum-u zâti-i tabiî

Anlamlar

  • Kendisinde zorunlu olarak bulunan.

um / معدوم

  1. madum

  2. mâdum

Anlamlar

  • Yok.
  • Ölü.
  • Yok olmuş.

um

  1. madumatı hariciye

  2. mâdûmât-ı hariciye

Anlamlar

  • Görünürde maddi yapısı olmayan.

um / معدوميت

  1. madumiyet

  2. mâdumiyet

Anlamlar

  • Yokluk.
  • Yok oluş.

um / مغموم

  1. mağmum

  2. mağmûm

Anlamlar

  • Gamlı.
  • Tasalı.
  • Kederli.
  • Bulutlu.

um

  1. mahalli hükumet

  2. mahall-i hükûmet

Anlamlar

  • Hükumet yeri.

um

  1. mahalli hükumet

  2. mahallî hükûmet

Anlamlar

  • Valilik.
  • Yerel yönetim.

um / مخدوم

  1. mahdum

Anlamlar

  • Oğul.
  • Evlat.
  • Evlad.
  • Efendi.
  • Kendisine hizmet edilen.
  • Kendisine hizmet olunan.

um

  1. mahkum etme

  2. mahkûm etme

Anlamlar

  • Cezaya çarptırma.

um

  1. mahkum etmek

  2. mahkûm etmek

Anlamlar

  • Hüküm altına almak.

um

  1. mahkum ettirme

  2. mahkûm ettirme

Anlamlar

  • Cezalandırma.

um

  1. mahkum olma

  2. mahkûm olma

Anlamlar

  • Hüküm giyme.
  • Cezalandırılma.

um

  1. mahkumiyet

  2. mahkûmiyet

Anlamlar

  • Mahkumluk.
  • Hükümlülük.
  • Tutukluluk.

um

  1. mahkumiyet kararı

  2. mahkûmiyet kararı

Anlamlar

  • Hükümlülük.
  • Cezalandırılma kararı.

um

  1. mahkumu aleyh

  2. mahkûm-u aleyh

Anlamlar

  • Kendisi üzerine hüküm bina edilen.

um

  1. mahkumu inkıraz

  2. mahkûm-u inkıraz

Anlamlar

  • Yıkılmaya mahkum.

um

  1. mahrum edilen

Anlamlar

  • Yoksun bırakılan.

um

  1. mahtumane

  2. mahtumâne

Anlamlar

  • Bir kitabı hatmettikten sonra verilen ziyafet.

um

  1. makamı manayı mefhum

  2. makam-ı mânâ-yı mefhum

Anlamlar

  • Bir sözden çıkarılan mananın derecesi.

um

  1. malı umumi

  2. mâl-ı umumî

Anlamlar

  • Herkese ait olan mal.

um / معلوم

  1. malum

  2. mâlûm

Anlamlar

  • Belli.
  • Bilinen.
  • Bilinmek.
  • Anlaşılmak.
  • Malum olmak.

um / معلوم

  1. malum

  2. mâlum

Anlamlar

  • Belli.
  • Bilinen.

um

  1. malum olma

  2. malûm olma

Anlamlar

  • Bilinme.

um

  1. malum olmayan

  2. malûm olmayan

Anlamlar

  • Bilinmeyen.

um

  1. malumat

  2. mâlûmât

Anlamlar

  • Bilinenler.
  • Bilinen şeyler.

um

  1. malumatı kalbiye

  2. malûmat-ı kalbiye

Anlamlar

  • Kalbe ait bilgiler.
  • Kalb yoluyla bilinenler.

um

  1. malumatı sabıka

  2. malûmât-ı sâbıka

Anlamlar

  • Geçmişteki bilgiler.

um

  1. malumatı yakiniye

  2. malûmat-ı yakîniye

Anlamlar

  • Kesin olarak bilinen şeyler.

um

  1. malumatlı

  2. malûmatlı

Anlamlar

  • Bilgili.

um

  1. malumiyet

Anlamlar

  • Bilinme.
  • Belli olma.

um

  1. malumiyet

  2. mâlûmiyet

Anlamlar

  • Bilinirlik.
  • Bilinmişlik.
  • Bilinir olma.

um

  1. malumu ilam

  2. malûmu ilâm

Anlamlar

  • Bilineni bildirmek.

um

  1. malumun mekayisi

  2. malûmun mekayisi

Anlamlar

  • Bilinenin ölçüleri.

um

  1. malumunuz

  2. malûmunuz

Anlamlar

  • Bildiğiniz gibi.

um / منظوم

  1. manzum

Anlamlar

  • Ölçülü.
  • Düzenli.
  • Mizanlı.
  • Tertibli.
  • Dizilmiş.
  • Sıralanmış.
  • Nazmedilmiş.
  • Düzenlenmiş.
  • Edebi ölçüsü olan sözler.
  • (kaside ve şiirler gibi).
  • Vezni ve kafiyesi olan söz.

um

  1. manzum kaside

Anlamlar

  • Kafiyeli yazılan şiir.

um

  1. manzumat

Anlamlar

  • Manzumeler.
  • Sıralamalar.
  • Düzenlemeler.

um

  1. manzumatı şümusiye

  2. manzumât-ı şümusiye

Anlamlar

  • Güneşlerin sistemleri.

um

  1. manzume

Anlamlar

  • Şiir.
  • Sıra.
  • Dizi.
  • Sistem.
  • Tertibli.
  • Ölçülü yazı.
  • Vezinli ve kafiyeli söz.
  • Vezinli ve kafiyeli olan söz.

um

  1. manzumei hakikat

  2. manzume-i hakikat

Anlamlar

  • Hakikat manzumesi.

um

  1. manzumei kainat

  2. manzume-i kâinat

Anlamlar

  • Kainat sistemi.

um

  1. manzumei rahmet

  2. manzume-i rahmet

Anlamlar

  • Rahmet dizilişleri.

um

  1. manzumei şemsiye

  2. manzume-i şemsiye

Anlamlar

  • Güneş sistemi.
  • Güneş ve etrafında dönen seyyareler topluluğu.

um

  1. maslahatı hükumet

  2. maslahat-ı hükûmet

Anlamlar

  • Hükümetin faydası.

um

  1. maslahatı umumiye

  2. maslahat-ı umumiye

Anlamlar

  • Genel yarar.

um / معصوم

  1. masum

  2. mâsum

Anlamlar

  • Suçsuz.
  • Günahsız.
  • Küçük çocuk.

um

  1. masumane

  2. mâsumâne

Anlamlar

  • Masumca.

um

  1. masumane

  2. mâsûmâne

Anlamlar

  • Suçsuz.
  • Günahsız.

um / معصومه

  1. masume

  2. mâsume

Anlamlar

  • Suçsuz.
  • Günahsız.
  • Suçsuz kız.
  • Gühahsız kız.
  • Küçük kız çocuğu.
  • Suçsuz kadın veya kız.

um

  1. masume

  2. mâsûme

Anlamlar

  • Masum.
  • Günahsız.

um

  1. masumen

  2. mâsumen

Anlamlar

  • Masum.
  • Günahsız.

um / معصوميت

  1. masumiyet

  2. mâsumiyet

Anlamlar

  • Masumluk.
  • Suçsuzluk.

um

  1. masumiyeti enbiya

  2. mâsumiyet-i enbiya

Anlamlar

  • Peygamberlerin günahsızlığı.

um

  1. masumlar

  2. mâsumlar

Anlamlar

  • Günahsız çocuklar.

um

  1. matumat

  2. mat'umât

Anlamlar

  • Yenecek şeyler.

um

  1. matumat

  2. mat'ûmât

Anlamlar

  • Yiyecekler.

um

  1. matemhanei umumi

  2. matemhane-i umumî

Anlamlar

  • Herkesin matem tuttuğu yer.

um

  1. matemhanei umumiye

  2. matemhâne-i umumiye

Anlamlar

  • Genel yas evi.

um

  1. matemi umumi

  2. matem-i umumî

Anlamlar

  • Genel hüzün.
  • Herkesin yas tutması.

um

  1. mazarratı mevhume

  2. mazarrat-ı mevhume

Anlamlar

  • Hayali zararlar.

um

  1. mazarratı umumiye

  2. mazarrat-ı umumiye

Anlamlar

  • Herkese zararı dokunan şeyler.

um / مظلوم

  1. mazlum

Anlamlar

  • Halim.
  • Selim.
  • Sakin.
  • Sessiz.
  • Zulum gören.
  • Zulüm görmüş.
  • Zulme uğramış.
  • Sesiz sedasız.
  • Kendine zulmedilmiş.

um / مظلومانه

  1. mazlumane

  2. mazlumâne

Anlamlar

  • Mazlumca.
  • Haksızlığa uğramış halde.

um

  1. mazlumen

Anlamlar

  • Zulme uğrayarak.

um

  1. mazlumin

  2. mazlûmîn

Anlamlar

  • Zulmedilenler.
  • Zulme uğrayanlar.

um

  1. mazlumiyet

Anlamlar

  • Mazlumluk.
  • Zulme uğramış olma.

um

  1. memum

  2. me'mum

Anlamlar

  • Uyan.
  • Tabi olan.
  • İlerdekine uyan.
  • İmama uyan kimse.

um

  1. mebadii ulum

  2. mebâdi-i ulûm

Anlamlar

  • İlimlerin altyapıları.
  • Bilimlerin temel yasaları.

um

  1. mecmaı evsafı masume

  2. mecma-ı evsaf-ı mâsume

Anlamlar

  • Masum özelliklerin toplandığı yer.

um

  1. mecmai evsafı masume

  2. mecma-i evsaf-ı masume

Anlamlar

  • Masum sıfatların toplandığı yer.

um

  1. medeniyeti meşume

  2. medeniyet-i meş'ume

Anlamlar

  • Kötü medeniyet.
  • Uğursuz medeniyet.

um

  1. medresei umumi

  2. medrese-i umumî

Anlamlar

  • Herkese açık medrese.

um

  1. medresei umumiye

  2. medrese-i umumiye

Anlamlar

  • Herkese açık medrese.

um

  1. medyum

Anlamlar

  • Cinci.
  • (medyom) lat.
  • İspirtizmacılık için vasıtalık eden.
  • Ruhlarla iletişime geçtiğini iddia eden.

um / مفهوم

  1. mefhum

Anlamlar

  • Mana.
  • İfade.
  • Kavram.
  • Anlayış.
  • Anlaşılan.
  • Anlaşılmış.
  • Anlaşılmak.
  • Mefhum olmak.
  • Kömürleşmiş olan.
  • Sözden çıkarılan mana.

um

  1. mefhumu işari

  2. mefhum-u işârî

Anlamlar

  • İşaret edilen mana.

um

  1. mefhumu kelam

  2. mefhum-u kelâm

Anlamlar

  • Sözün ifade ettiği mana.

um

  1. mefhumu kıyasi

  2. mefhum-u kıyasî

Anlamlar

  • Kıyasi kavram.
  • Kalıplaşmış kavram.

um

  1. mefhumu muhalif

  2. mefhum-u muhalif

Anlamlar

  • Zıt anlam.
  • Ters manası.

um

  1. mefhumu muvafık

  2. mefhum-u muvafık

Anlamlar

  • Doğrudan anlaşılan mana.

um

  1. mefhumu sarih

  2. mefhum-u sarih

Anlamlar

  • Açık anlam.

um / مكتوم

  1. mektum

  2. mektûm

Anlamlar

  • Gizli.
  • Saklı.

um

  1. melzum

Anlamlar

  • Lüzumlu.
  • Lüzumlu kılınmış.
  • Lüzumlu olmuş olan.
  • Mevcud bir şeyle birbirinden ayrılmayan.
  • Mevcud bir şeyle beraber bulunması lazım gelen.
  • Birbirinden ayrılmayan iki şeyden ayrılmaya engel olunan şey.

um

  1. melzumu ehass

  2. melzum-u ehass

Anlamlar

  • Birbirinden ayrılmayan iki şeyden ayrılmaya engel olunan şey.

um

  1. menafii umumiye

  2. menâfi-i umumiye

Anlamlar

  • Genel yararlar.
  • Umumi faydalar.
  • Umumi menfaatler.
  • Herkesin yararına olan şeyler.

um

  1. menbaı ulum

  2. menba-ı ulûm

Anlamlar

  • İlimlerin kaynağı.

um

  1. menbaı ulumu aliye

  2. menba-ı ulûm-u âliye

Anlamlar

  • Yüksek ilimlerin kaynağı.

um

  1. menfaatı umumiye

  2. menfaat-ı umumiye

Anlamlar

  • Toplumun genelini ilgilendiren fayda.

um

  1. menfaati umumi

  2. menfaat-i umumî

Anlamlar

  • Genelin menfaati.

um

  1. menfaati umumiye

  2. menfaat-i umumiye

Anlamlar

  • Herkesin yararı.
  • Umumun menfaati.

um

  1. menfuru umumi

  2. menfur-u umumî

Anlamlar

  • Genelin nefretini kazanan.

um

  1. merdumgirizane

  2. merdum-girîzâne

Anlamlar

  • Yalnızlık isteyerek.
  • İnsanlardan sıkılarak.
  • Kalabalıktan hoşlanmayarak.

um

  1. merhameti umumiyei ilahiye

  2. merhamet-i umumiye-i ilâhiye

Anlamlar

  • Allah'ın her şeyi kuşatan rahmeti.

um

  1. merhum

Anlamlar

  • ).
  • (rahm.
  • Vefat etmiş.
  • Rahmete kavuşmuş.
  • Vazifesini bitirmiş.
  • Paydosa kavuşmuş olan.
  • Den) kendine rahmet edilmiş.
  • Dünya imtihanından kurtulup.
  • (vefat etmiş müslüman hakkında söylenir.
  • Dünyanın sıkıcı ahvalinden kurtulup rahmet-i ilahiyeye kavuşmuş olan.

um

  1. merhume

Anlamlar

  • Vefat etmiş.
  • Vefat etmiş bayan.
  • Rahmete kavuşmuş kadın.

um

  1. merkezi hükumet

  2. merkez-i hükûmet

Anlamlar

  • Hükumet merkezi.

um

  1. merkezi hükumeti islamiye

  2. merkez-i hükûmet-i islâmiye

Anlamlar

  • İslam hükümetinin merkezi.

um

  1. mesalihi umumiye

  2. mesâlih-i umumiye

Anlamlar

  • Genele ait yararlar.

um

  1. meselei umumi

  2. mesele-i umumî

Anlamlar

  • Genel mesele.

um / مشئوم

  1. meşum

  2. meş'um

Anlamlar

  • Şom.
  • Kötü.
  • Fena.
  • Uğursuz.
  • Bedbaht.

um

  1. meşumane

  2. meş'ûmâne

Anlamlar

  • Uğursuzca.

um

  1. mevhum

Anlamlar

  • Vehim.
  • Kuruntu ürünü.
  • Aslı olmayıp evham mahsulü olan.
  • Gerçekte olmadığı halde var sayılan.

um

  1. mevhume

Anlamlar

  • Vehim.
  • Kuruntu ve hayal nev'inden bir şey.
  • Gerçekte olmadığı halde var sayılan.

um

  1. mezmum

Anlamlar

  • Kötü.
  • Yerilmiş.
  • Zemmolunmuş.
  • Makbul olmayan.
  • Beğenilmemiş ayıplanmış.
  • Makbul olmıyarak ayıplanmış.

um / مذموم

  1. mezmum

  2. mezmûm

Anlamlar

  • Kınanmış.
  • Yerilmiş.
  • Kötülenmiş.
  • Ayıplanmış.
  • Aşağılanmış.

um

  1. mileli mazlume

  2. milel-i mazlume

Anlamlar

  • Mazlum milletler.

um

  1. milleti mazlume

  2. millet-i mazlume

Anlamlar

  • Zulme uğramış millet.

um

  1. mufarakatı umumiye

  2. mufarakat-ı umumiye

Anlamlar

  • Genel göç.
  • Umumi ayrılıklar.

um

  1. mufarakati umumi

  2. mufarakat-i umumi

Anlamlar

  • Geniş çaplı ayrılık.

um

  1. muhabbeti umumiye

  2. muhabbet-i umumiye

Anlamlar

  • Toplum genelindeki sevgi.

um

  1. muhacereti umumi

  2. muhaceret-i umumî

Anlamlar

  • Genel göç.

um

  1. muharebei meşume

  2. muharebe-i meş'ume

Anlamlar

  • Kötü savaş.
  • Uğursuz savaş.

um

  1. mumaileyh

  2. mumâileyh

Anlamlar

  • Adı geçen.
  • İma edilen.
  • İşaret edilen.
  • Evvelce geçen.

um / مومى اليه

  1. mumaileyh

  2. mûmâileyh

Anlamlar

  • Anılan.
  • Adı geçen.
  • İşaret edilen.
  • İsmi önce geçen.

um

  1. mumatalai hak

  2. mumâtala-i hak

Anlamlar

  • Ödemeyi erteleme.
  • Borcu yerine getirmeme.

um

  1. mumdar

Anlamlar

  • Mum tutan.
  • Aydınlatan.
  • Işık veren.
  • Işık tutan.
  • Işık verici.

um

  1. musalahatı umumiye

  2. musalâhat-ı umumiye

Anlamlar

  • Genel barışlar.

um

  1. musalemeti umumiye

  2. musalemet-i umumiye

Anlamlar

  • Genel huzur.
  • Herkesi içine alan barış hali.

um

  1. muvafakatı mefhumiye

  2. muvafakat-ı mefhumiye

Anlamlar

  • Sözden çıkarılan meallerin uygunluğu.

um

  1. muvazenei cereyanı umumi

  2. muvâzene-i cereyan-ı umumî

Anlamlar

  • Genel gidişat ve hareketin dengesi.

um

  1. muvazenei umumiye

  2. muvazene-i umumiye

Anlamlar

  • Genel ölçü.
  • Genel denge.

um

  1. müddei umumi

  2. müdde-i umumî

Anlamlar

  • Savcı.

um

  1. müddeiumum

Anlamlar

  • Savcı.

um

  1. müddeiumumi

  2. müddeiumumî

Anlamlar

  • Savcı.

um

  1. müddeiumumi muavini

  2. müddeiumumî muavini

Anlamlar

  • Başsavcı yardımcısı.

um

  1. müddeiumumilik

Anlamlar

  • Savcılık.

um

  1. müfettişi umumi

  2. müfettiş-i umumî

Anlamlar

  • Genel müfettiş.

um

  1. münasebatı mefhumiye

  2. münasebât-ı mefhumiye

Anlamlar

  • Sözdeki mealin gerçeğe uygunluğu.

um

  1. mürşidi umumi

  2. mürşid-i umumî

Anlamlar

  • Genel mürşid.
  • Herkese doğru yolu gösteren.

um

  1. müsaadei hükumet

  2. müsaade-i hükûmet

Anlamlar

  • Hükümetin izin vermesi.

um

  1. müsalemeti umumiye

  2. müsalemet-i umumiye

Anlamlar

  • Umumi barış ortamı.

um

  1. müvellidülhumuza

Anlamlar

  • Oksijen.

um

  1. nazarı umum

  2. nazar-ı umum

Anlamlar

  • Genelin bakışı.

um

  1. nazarı umumi

  2. nazar-ı umumî

Anlamlar

  • Genelin bakışı.

um

  1. nazırı umumi

  2. nâzır-ı umumî

Anlamlar

  • Genel gözetici.

um

  1. nefreti umumi

  2. nefret-i umumî

Anlamlar

  • Herkesin nefreti.

um

  1. nefreti umumiye

  2. nefret-i umumiye

Anlamlar

  • Genel nefret.
  • Kamunun nefreti.

um

  1. nesri manzum

  2. nesr-i manzum

Anlamlar

  • Kafiyeli nesir.
  • Şiirsel düzyazı.

um

  1. nevin umumu

  2. nev'in umumu

Anlamlar

  • Türün bütünü.

um

  1. nevamisi hükumet

  2. nevâmis-i hükûmet

Anlamlar

  • Hükumetin yasaları.

um

  1. nevi beşerin humsu

  2. nev-i beşerin humsu

Anlamlar

  • İnsanlığın beşte biri.

um

  1. nidai umumii alevi

  2. nidâ-i umumi-i alevî

Anlamlar

  • Hz ali'nin umumi çağrısı.

um

  1. nimmanzum

  2. nim-manzum

Anlamlar

  • Yarım kafiyeli.

um

  1. nisbeti kayyumiyet

  2. nisbet-i kayyûmiyet

Anlamlar

  • Varlıkların allah ile bağlantısı.

um

  1. nizamatı umumi

  2. nizamat-ı umumi

Anlamlar

  • Genel düzen.
  • Genel kanun.

um

  1. nizamı umumi

  2. nizam-ı umumî

Anlamlar

  • Genel düzen.
  • Varlıkları kaplayan nizam.

um

  1. numune

Anlamlar

  • Örnek.

um / نجوم

  1. nücum

Anlamlar

  • Doğmak.
  • Görünmek.
  • Yıldızlar.
  • Astoroloji.
  • Tulu' etmek.
  • Zuhur etmek.

um

  1. nücum

  2. nücûm

Anlamlar

  • Yıldızlar.

um

  1. nücummisal

  2. nücûm-misâl

Anlamlar

  • Yıldızlar gibi.
  • Yıldızlara benzer.

um

  1. nücumperest

Anlamlar

  • Yıldızlara tapan.

um

  1. nücumu asümani

  2. nücum-u âsümânî

Anlamlar

  • Göklerdeki yıldızlar.

um

  1. nücumu kuraniye

  2. nücûm-u kur'âniye

Anlamlar

  • Ayetler.
  • Kur'an'ın yıldızları.

um

  1. nücumu sakıbe

  2. nücum-u sâkıbe

Anlamlar

  • Karanlığı delip geçen yıldızlar.
  • Işığıyla karanlığı delip geçen yıldızlar.

um

  1. nücumu sevabit

  2. nücum-u sevâbit

Anlamlar

  • Sabit yıldızlar.

um

  1. nücumu seyyare

  2. nücum-u seyyare

Anlamlar

  • Seyyar.
  • Gezen yıldızlar.
  • Gezici yıldızlar.

um

  1. nüfuzu hükumet

  2. nüfuz-u hükûmet

Anlamlar

  • Hükumetin etkisi.

um

  1. nüktei umumiye

  2. nükte-i umumiye

Anlamlar

  • Umuma ait derin bir mana.

um

  1. ordumisal

  2. ordumisâl

Anlamlar

  • Ordu gibi.

um

  1. ordumisal

  2. ordu-misal

Anlamlar

  • Ordu gibi.

um

  1. payitahtı hükumet

  2. payitaht-ı hükûmet

Anlamlar

  • Başkent.

um

  1. perdei cumudu tabiat

  2. perde-i cumud-u tabiat

Anlamlar

  • Tabiatın cansız perdesi.

um

  1. perdei cumudu tabiat

  2. perde-i cumûd-u tabiat

Anlamlar

  • Tabiatın cansız perdesi.

um

  1. radyumvari

  2. radyumvâri

Anlamlar

  • Radyum gibi.

um

  1. rahmeti umumiyei ilahiye

  2. rahmet-i umumiye-i ilâhiye

Anlamlar

  • Allah'ın her şeyi kuşatan rahmeti.

um

  1. recmi nücum

  2. recm-i nücum

Anlamlar

  • Yıldızlarla taşlama.

um

  1. reisi cumhur

  2. reis-i cumhur

Anlamlar

  • Cumhurbaşkanı.

um

  1. reisi hükumet

  2. reis-i hükûmet

Anlamlar

  • Başbakan.
  • Hükümet başkanı.

um

  1. reisicumhur

Anlamlar

  • Cumhurbaşkanı.

um

  1. reyi cumhur

  2. rey-i cumhur

Anlamlar

  • Çoğunluğun görüşü.

um

  1. rızkı umumii iaşe

  2. rızk-ı umumî-i iâşe

Anlamlar

  • Canlıların yaşaması için verilmiş olan genel rızık.

um

  1. rububiyeti mevhume

  2. rububiyet-i mevhume

Anlamlar

  • Varsayılan rububiyet.

um

  1. rum

Anlamlar

  • Romalı.
  • Anadolu.
  • Rum milletinden olan.
  • Osmanlı devleti ve arabistan harici yerler.

um

  1. rumi

  2. rûmî

Anlamlar

  • Eskiden takvim.

um

  1. rumi tarih

  2. rumî tarih

Anlamlar

  • Rumi tarih.

um

  1. rumice

  2. rumîce

Anlamlar

  • Rumi takvime göre.

um

  1. rumice

  2. rûmîce

Anlamlar

  • Rumi takvime göre.

um

  1. rumuzat

  2. rumuzât

Anlamlar

  • Remizler.
  • İşaretler.
  • İnce nükteler.

um

  1. rumuzatı hayat

  2. rumuzât-ı hayat

Anlamlar

  • Hayat işaretleri.
  • Hayat belirtileri.

um

  1. rumuzatı hayatiye

  2. rumûzât-ı hayatiye

Anlamlar

  • Hayat işaretleri.
  • Hayatın belirtileri.

um

  1. rumuzatı kuran

  2. rumuzat-ı kur'ân

Anlamlar

  • Kur'an'ın remizleri.

um

  1. rumuzatı kuraniye

  2. rumuzât-ı kur'âniye

Anlamlar

  • Kur'an'ın remizleri.

um

  1. rumuzatı neşriye

  2. rumuzât-ı neşriye

Anlamlar

  • Dirilişin delilleri.

um

  1. rumuzu celal

  2. rumûz-u celâl

Anlamlar

  • Sonsuz haşmet işaretleri.

um

  1. rumuzu icaz

  2. rumuz-u i'câz

Anlamlar

  • Mucizelik işaretleri.

um

  1. rüşveti umumi

  2. rüşvet-i umumî

Anlamlar

  • Genel rüşvet.

um

  1. sanayii umumiye

  2. sanayi-i umumiye

Anlamlar

  • Endüstri.
  • Genel sanayi.

um

  1. sebebi mahkumiyet

  2. sebeb-i mahkûmiyet

Anlamlar

  • Mahkumiyet sebebi.

um

  1. sebebi mahrumiyet

  2. sebeb-i mahrumiyet

Anlamlar

  • Yoksun kalmanın sebebi.

um

  1. semeratı manzume ve mevzune

  2. semerat-ı manzume ve mevzune

Anlamlar

  • Tertipli ve sanatlı meyveler.

um

  1. seyri umumi

  2. seyr-i umumî

Anlamlar

  • Geniş seyahat.

um

  1. sıfatı masume

  2. sıfat-ı mâsume

Anlamlar

  • Masum nitelik.
  • Temiz özellik.

um

  1. sırrı kayyumiyet

  2. sırr-ı kayyûmiyet

Anlamlar

  • Allah'ın her zaman ve her yerde olması ve bütün varlıkları ayakta tutmasındaki sır.

um

  1. sırrı lüzum

  2. sırr-ı lüzum

Anlamlar

  • Gerekliliğin sırrı.

um

  1. silsilei mevhumat

  2. silsile-i mevhûmât

Anlamlar

  • Kuruntular zinciri.

um

  1. siyaseti hükumet

  2. siyaset-i hükûmet

Anlamlar

  • Hükumetin siyaset.

um

  1. sofrai erzakı umumiye

  2. sofra-i erzak-ı umumiye

Anlamlar

  • Herkesin yararlandığı rızık sofrası.

um

  1. sofrai rızkı umumi

  2. sofra-i rızk-ı umumî

Anlamlar

  • Herkesin yararlandığı rızık sofrası.

um

  1. suali umumiye

  2. sual-i umumîye

Anlamlar

  • Genel soru.

um

  1. sulh ve müsalemeti umumiye

  2. sulh ve müsalemet-i umumiye

Anlamlar

  • Genel barış ve huzur.

um

  1. sulhu umumi

  2. sulh-u umumî

Anlamlar

  • Genel barış.
  • Dünya barışı.

um

  1. sulhu umumiye

  2. sulh-u umumiye

Anlamlar

  • Herkesi içine alan barış.

um

  1. sulhü umumi

  2. sulh-ü umumî

Anlamlar

  • Genel barış.
  • Dünya barışı.

um

  1. sultanı mazlum

  2. sultan-ı mazlûm

Anlamlar

  • Suçsuz sultan.

um

  1. surei rum

  2. sûre-i rûm

Anlamlar

  • Kur'an'ın 30 suresi olan rum suresi.

um

  1. sureti umumiye

  2. suret-i umumiye

Anlamlar

  • Genel şekil.
  • Genel görünüm.

um

  1. sükuneti umumiye

  2. sükûnet-i umumiye

Anlamlar

  • Genel sakinlik.

um

  1. sümum

Anlamlar

  • Ağular.
  • Zehirler.

um

  1. sümumu ağraz

  2. sümum-u ağrâz

Anlamlar

  • Kinlerin zehirleri.
  • Kötü maksatların zehirleri.

um

  1. şahsı manevii hükumet

  2. şahs-ı mânevî-i hükûmet

Anlamlar

  • Hükümetin tüzel kişiliği.
  • Hükumetin manevi şahsiyeti.

um

  1. şark husumeti

Anlamlar

  • Doğu düşmanlığı.

um

  1. şecerei zakkum

  2. şecere-i zakkum

Anlamlar

  • Zakkum ağacı.
  • (bak: zakkum).

um

  1. şecerei zakkumu cehennem

  2. şecere-i zakkum-u cehennem

Anlamlar

  • Cehennem'deki zakkum ağacı.

um

  1. şehidi mazlum

  2. şehid-i mazlum

Anlamlar

  • Mazlum şehid.

um

  1. şekli umumi

  2. şekl-i umumî

Anlamlar

  • Genel şekil.

um

  1. şemsi şumus

  2. şems-i şumus

Anlamlar

  • Güneşlerin güneşi.

um

  1. şemsüşşumus

  2. şemsü'ş-şumus

Anlamlar

  • Güneşler güneşi.

um

  1. şiddeti hücum

  2. şiddet-i hücum

Anlamlar

  • Şiddetli saldırı.

um

  1. şiddeti lüzum

  2. şiddet-i lüzum

Anlamlar

  • Şiddetli ihtiyaç.
  • Şiddetli gereklilik.

um

  1. şumul

Anlamlar

  • Kapsam.

um

  1. şumullü

Anlamlar

  • Kapsamlı.

um

  1. şumus

Anlamlar

  • Güneşler.

um

  1. taazzum

Anlamlar

  • (azm.
  • Büyüklenme.
  • Kibirlenme.
  • Kemikleşmek.
  • Dan) kibirlenmek.
  • Büyüklük taslamak.

um

  1. tabakai hükumet

  2. tabaka-i hükûmet

Anlamlar

  • Yönetim tabakası.

um

  1. tabakatı hükumet

  2. tabakat-ı hükûmet

Anlamlar

  • Hiyerarşi.
  • Yönetim katmanları.

um

  1. tabiatı mevhume

  2. tabiat-ı mevhume

Anlamlar

  • Varsayılan tabiat ve ondaki tesir.

um

  1. tabii lüzumu zati

  2. tabiî lüzum-u zâtî

Anlamlar

  • Birşeyin kendisinde zorunlu olan şey.

um

  1. tahsili ulum

  2. tahsil-i ulûm

Anlamlar

  • İlimlerin öğrenilmesi.

um

  1. taksimi umur

  2. taksim-i umûr

Anlamlar

  • İşlerin taksimi.

um

  1. talebei ulum

  2. talebe-i ulûm

Anlamlar

  • İlim talebeleri.
  • Yüksek dini ilimleri okuyan talebe.

um

  1. talebei ulumu diniye

  2. talebe-i ulûm-u diniye

Anlamlar

  • Dini ilim talebesi.

um

  1. tazallumu hal

  2. tazallum-u hâl

Anlamlar

  • Mazlumluğu anlatmak.
  • Zulmü şikayet etmek.

um

  1. teavünü umumi

  2. teavün-ü umumî

Anlamlar

  • Genel yardımlaşma.

um

  1. tebliği umur

  2. tebliğ-i umur

Anlamlar

  • Emirleri bildirme.

um

  1. tecrübei umumi

  2. tecrübe-i umumî

Anlamlar

  • Umumi incelemeler.
  • Genele ait tecrübe.

um

  1. tedbiri hükumet

  2. tedbir-i hükûmet

Anlamlar

  • Hükumetin tedbiri.

um

  1. tedrisi ulum

  2. tedris-i ulûm

Anlamlar

  • Ders vermesi.
  • İlimlerin öğretimi.

um

  1. tefvizi umur

  2. tefvîz-i umur

Anlamlar

  • İhale.
  • Dağıtma.
  • Teslim etme.

um / تخاصم

  1. tehasum

  2. tehâsum

Anlamlar

  • Düşmanlık.
  • Hasımlaşma.
  • Birbirine düşmanlık gütme.

um / تلاطم

  1. telatum

  2. telâtum

Anlamlar

  • Vuruşma.
  • Çarpışma.
  • Çalkantı.
  • Vuruşmak.
  • Birbiri ile çarpışmak.
  • (deniz dalgaları gibi).
  • Birbirine şamar vurmak.

um

  1. telazum

  2. telâzum

Anlamlar

  • Gerekirlik.
  • Karışık olmak.
  • Karşılıklı gerektirme.
  • Birbirini gerekli kılma.
  • Biri diğerine lazım olmak.
  • Bir şey diğerine yapışmak.

um / تنعم

  1. tenaum

  2. tena'um

Anlamlar

  • Nimetlenme.
  • Bolluk içinde yaşama.

um

  1. terahhumat

Anlamlar

  • Şefkat göstermeler.
  • Merhamet göstermeler.

um

  1. terehhum

Anlamlar

  • Merhamet ve şefkat etme.

um

  1. terehhumat

  2. terehhumât

Anlamlar

  • Merhametler.
  • Şefkat ifadeleri.

um

  1. tesamuu umumiye

  2. tesâmu-u umumîye

Anlamlar

  • Genel duyuş.
  • Halkın kanaati.

um

  1. tesisi muhabbeti umumiye

  2. tesis-i muhabbet-i umumiye

Anlamlar

  • Herkesi kuşatan sevgi ortamının kurulması.

um

  1. teslimi umur

  2. teslim-i umur

Anlamlar

  • İşlerin teslimi.

um

  1. teveccühü umumi

  2. teveccüh-ü umumî

Anlamlar

  • Umumun alakası.
  • Genelin teveccühü.

um

  1. tevsii malumat

  2. tevsi-i malûmat

Anlamlar

  • Bilginin yayılması.
  • Malumatın dağılması.

um

  1. tezahum

  2. tezâhum

Anlamlar

  • Zahmet verme.
  • İzdiham meydana getirme.

um

  1. tohumu fesad

  2. tohum-u fesad

Anlamlar

  • Bozgunculuk tohumu.

um / علوم

  1. ulum

Anlamlar

  • İlimler.
  • Bilimler.
  • Bilgiler.

um

  1. ulum ve maarifi islamiye

  2. ulûm ve maarif-i islâmiye

Anlamlar

  • İslami ilimler ve bilgiler.

um

  1. ulumi akliye

  2. ulûm-i akliye

Anlamlar

  • Akli bilimler.

um

  1. ulumu adiye

  2. ulûm-u âdiye

Anlamlar

  • Herkesçe bilinen şeyler.

um

  1. ulumu akliye

  2. ulûm-u akliye

Anlamlar

  • Akli ilimler.
  • Akla dayanan ilimler.

um

  1. ulumu akliye ve felsefiye

  2. ulûm-u akliye ve felsefiye

Anlamlar

  • Felsefi ve akli ilimler.

um

  1. ulumu aliye

  2. ulûm-u âliye

Anlamlar

  • Yüksek ilimler.

um

  1. ulumu anane

  2. ulûm-u an'ane

Anlamlar

  • Geleneksel ilimler.

um

  1. ulumu arabiye

  2. ulûm-u arabiye

Anlamlar

  • Arap dili ve edebiyatı ilimleri.

um

  1. ulumu arziye

  2. ulûm-u arziye

Anlamlar

  • Tecrübelerinin ürünü ilimler.

um

  1. ulumu bedia

  2. ulûm-u bedia

Anlamlar

  • Eşsiz ilimler.

um

  1. ulumu beşeriye

  2. ulûm-u beşeriye

Anlamlar

  • Sosyal ilimler.
  • İnsanla ilgili ilimler.

um

  1. ulumu cedide

  2. ulûm-u cedide

Anlamlar

  • Modern ilimler.

um

  1. ulumu diniye

  2. ulûm-u diniye

Anlamlar

  • Dini ilimler.

um

  1. ulumu diniye ehli

  2. ulûm-u diniye ehli

Anlamlar

  • Dini ilimler konusunda bilgili olanlar.

um

  1. ulumu esasiye

  2. ulûm-u esasiye

Anlamlar

  • Temel ilimler.

um

  1. ulumu esrariye

  2. ulûm-u esrariye

Anlamlar

  • Gizli ilimler.

um

  1. ulumu evvelin ve ahirin

  2. ûlum-u evvelîn ve âhirîn

Anlamlar

  • Öncekilerin ve sonrakilerin ilimleri.

um

  1. ulumu felsefe

  2. ulûm-u felsefe

Anlamlar

  • Felsefi ilimler.

um

  1. ulumu felsefi

  2. ulûm-u felsefi

Anlamlar

  • Felsefi ilimler.

um

  1. ulumu hafiye

  2. ulûm-u hafiye

Anlamlar

  • Gizli ilimler.

um

  1. ulumu hakikiye

  2. ulûm-u hakikiye

Anlamlar

  • Gerçek ilimler.

um

  1. ulumu ilahi

  2. ulûm-u ilâhî

Anlamlar

  • İlahi ilimler.

um

  1. ulumu ilahiye

  2. ulûm-u ilâhiye

Anlamlar

  • İlahi ilimler.

um

  1. ulumu imaniye

  2. ulûm-u imâniye

Anlamlar

  • İman ilimleri.

um

  1. ulumu islamiye

  2. ulûm-u islâmiye

Anlamlar

  • İslam ilimleri.

um

  1. ulumu islamiye ve diniye

  2. ulûm-u islâmiye ve diniye

Anlamlar

  • Dini ve islami ilimler.

um

  1. ulumu kevniye

  2. ulûm-u kevniye

Anlamlar

  • Kevni ilimler.
  • Oluşumla ilgili ilimler.

um

  1. ulumu kuraniye

  2. ulûm-u kur'âniye

Anlamlar

  • Kur'an ilimleri.

um

  1. ulumu medaris

  2. ulûm-u medaris

Anlamlar

  • Medreselerin ilimleri.

um

  1. ulumu mühimme

  2. ulûm-u mühimme

Anlamlar

  • Önemli ilimler.

um

  1. ulumu müsbete

  2. ulûm-u müsbete

Anlamlar

  • Müsbet ilimler.
  • Pozitif ilimler.

um

  1. ulumu mütearif

  2. ulûm-u müteârif

Anlamlar

  • Herkesin bildiği ilimler.

um

  1. ulumu mütenevvia

  2. ulûm-u mütenevvia

Anlamlar

  • Çeşitli ilimler.

um

  1. ulumu nakliye

  2. ulûm-u nakliye

Anlamlar

  • Nakli ilimler.

um

  1. ulumu nazariye

  2. ulûm-u nazariye

Anlamlar

  • Teorik ilimler.

um

  1. ulumu riyaziye

  2. ulûm-u riyaziye

Anlamlar

  • Matematikle bağlantılı ilimler.

um

  1. ulumu tabiiye

  2. ulûm-u tabiiye

Anlamlar

  • Fen ilimleri.
  • Tabii bilimler.

um / عمده

  1. umde

Anlamlar

  • İlke.
  • Reis.
  • Kimse.
  • Prensip.
  • Dayanak.
  • Dostluk.
  • Ana ilke.
  • Serasker.
  • Dayanacak.
  • Temel fikir.
  • İnanılacak şey.
  • Güvenilecek yer.
  • Güvenilecek yer veya kimse.
  • Kavim veya kabilenin muteber ve mu'temedi olan.

um

  1. umerai belagat

  2. umera-i belâgat

Anlamlar

  • Belagat uzmanları.

um

  1. umerayı belagat

  2. umera-yı belâgat

Anlamlar

  • Belagatta ileri gelenleri.

um / عمان

  1. umman

  2. ummân

Anlamlar

  • Derya.
  • Deniz.
  • Okyanus.
  • Büyük deniz.
  • Hindistan ile arabistan arasındaki büyük deniz.

um

  1. ummanı adem

  2. umman-ı adem

Anlamlar

  • Hiçlik.
  • Yokluk deryası.

um

  1. ummanı feyiz

  2. umman-ı feyiz

Anlamlar

  • Feyiz denizi.

um

  1. ummanı hava

  2. umman-ı hava

Anlamlar

  • Hava denizi.

um

  1. ummanı hikmet

  2. umman-ı hikmet

Anlamlar

  • Hikmet denizi.

um

  1. ummanı sema

  2. umman-ı sema

Anlamlar

  • Sema denizi.

um

  1. ummanı vahdet

  2. umman-ı vahdet

Anlamlar

  • Birlik denizi.

um / عموم

  1. umum

  2. umûm

Anlamlar

  • Tüm.
  • Halk.
  • Genel.
  • Bütün.
  • Herkes.

um

  1. umum islamın

  2. umum islâmın

Anlamlar

  • Bütün islamın.
  • Bütün müslümanların.

um

  1. umumca

Anlamlar

  • Herkesçe.

um

  1. umumen

Anlamlar

  • Hep.
  • Bütün.
  • Bütünüyle.

um

  1. umumi

  2. umumî

Anlamlar

  • Genel.
  • Umumi.
  • Herkese ait.
  • Herkese dair.
  • Herkesle ilgili.
  • Herkesle alakalı.

um / عمومى

  1. umumi

  2. umûmî

Anlamlar

  • Genel.
  • Herkesle ilgili.

um

  1. umumi af

  2. umumî af

Anlamlar

  • Genel af.

um

  1. umumi alem

  2. umumî âlem

Anlamlar

  • Evren.
  • Genel dünya.

um

  1. umumi harp

  2. umumî harp

Anlamlar

  • Dünya savaşı.

um

  1. umumi hitap

Anlamlar

  • Genel hitap.

um

  1. umumileşmek

  2. umumîleşmek

Anlamlar

  • Genelleşmek.

um

  1. umumiyet

Anlamlar

  • Umumilik.
  • Genellik.
  • Bir şeyin herkese ait olması.

um

  1. umumiyeti hakimiyet

  2. umumiyet-i hâkimiyet

Anlamlar

  • Hakimiyetin kuşatıcılığı.

um

  1. umumiyeti ihvan

  2. umumiyet-i ihvan

Anlamlar

  • Kardeşlerin geneli.

um

  1. umumiyeti rububiyet

  2. umumiyet-i rububiyet

Anlamlar

  • Rablığın kuşatıcılığı.

um

  1. umumiyetle

Anlamlar

  • Genellikle.
  • Umumi olarak.
  • Genel olarak.

um

  1. umumiyetli

Anlamlar

  • Genel.
  • Kapsayıcı.

um

  1. umumun

Anlamlar

  • Genelin.
  • Bütünün.

um

  1. umumülbelva

  2. umûmü'l-belvâ

Anlamlar

  • Umumi problem.
  • Genelleşmiş bela.
  • Umuma yayılmış bela.

um

  1. umur

Anlamlar

  • İşler.
  • Emirler.
  • Hususlar.
  • Maddeler.

um

  1. umuri izafiye

  2. umur-i izafiye

Anlamlar

  • Kıyaslamayla anlaşılan nitelikler.

um

  1. umurlar

Anlamlar

  • İşler.
  • Haller.
  • Durumlar.

um

  1. umuru azime

  2. umur-u azîme

Anlamlar

  • Çok büyük işler.

um

  1. umuru batıla

  2. umur-u bâtıla

Anlamlar

  • Batıl şeyler.
  • Çürük fikirler.

um

  1. umuru diniye

  2. umur-u dîniye

Anlamlar

  • Dinin emirleri.

um

  1. umuru diniye

  2. umûr-u diniye

Anlamlar

  • Meseleler.
  • Dine ait işler.

um

  1. umuru diniye ve uhreviye

  2. umûr-u diniye ve uhreviye

Anlamlar

  • Dine ve ahirete ait işler.

um

  1. umuru dünya

  2. umûr-u dünya

Anlamlar

  • Dünya işleri.

um

  1. umuru dünyeviye

  2. umur-u dünyeviye

Anlamlar

  • Dünya işleri.

um

  1. umuru dünyeviye

  2. umûr-u dünyeviye

Anlamlar

  • Dünya işleri.
  • Dünyaya ait işler.

um

  1. umuru ebediye

  2. umur-u ebediye

Anlamlar

  • Ahiret işleri.
  • Ebediyete ait işler.

um

  1. umuru gaybiye

  2. umur-u gaybiye

Anlamlar

  • Gayba ait işler.
  • Bilinmeyen işler.
  • Gaybi olan ve hissiyatımızla bilinmeyen işler.
  • Geçmiş zamana yahut geleceğe dair olan ve hazırda mevcut olmayan işler.

um

  1. umuru hakikiye

  2. umur-u hakikiye

Anlamlar

  • Hakiki işler.
  • Maddi alemde gerçekleşenler.

um

  1. umuru hasise

  2. umur-u hasîse

Anlamlar

  • Alçak işler.
  • Değersiz işler.

um

  1. umuru hayriye

  2. umur-u hayriye

Anlamlar

  • Hayırlı işler.

um

  1. umuru istikbaliye

  2. umûr-u istikbaliye

Anlamlar

  • Gelecekteki işler.

um

  1. umuru itibariye

  2. umur-u itibâriye

Anlamlar

  • İtibari işler.
  • Öyle sayılan işler.

um

  1. umuru itibariye

  2. umûr-u itibariye

Anlamlar

  • Saymaca işler.
  • Varsayılan emirler.

um

  1. umuru kevniye

  2. umur-u kevniye

Anlamlar

  • Oluşla ilgili işler.

um

  1. umuru lazıme

  2. umur-u lâzıme

Anlamlar

  • Gerekli işler.

um

  1. umuru mukarrere

  2. umur-u mukarrere

Anlamlar

  • Kesin olarak ortaya konulmuş işler.

um

  1. umuru mütenasibe

  2. umur-u mütenasibe

Anlamlar

  • Uyumlu olan şeyler.
  • Aralarında uygunluk ve münasebet bulunan şeyler.

um

  1. umuru nafia

  2. umur-u nâfia

Anlamlar

  • Faydalı işler.

um

  1. umuru nas

  2. umur-u nas

Anlamlar

  • İnsanlara ait işler.

um

  1. umuru selase

  2. umur-u selâse

Anlamlar

  • Üç emir.
  • Üç husus.

um

  1. umuru şerriye

  2. umur-u şerriye

Anlamlar

  • Kötü işler.

um

  1. umuru uhreviye

  2. umur-u uhreviye

Anlamlar

  • Ahirete ait işler.

um

  1. umuru uhreviye

  2. umûr-u uhreviye

Anlamlar

  • Ahirete ait işler.

um

  1. umuru zaile

  2. umur-u zâile

Anlamlar

  • Gelip geçici işler.

um

  1. ümmeti merhume

  2. ümmet-i merhume

Anlamlar

  • Merhamete mazhar olan ümmet.

um

  1. vaizi umumi

  2. vâiz-i umumî

Anlamlar

  • Umumi vaiz.
  • Genel vaiz.

um

  1. vazifei umumiye

  2. vazife-i umumiye

Anlamlar

  • Genel görev.

um

  1. vaziyeti mevhume

  2. vaziyet-i mevhume

Anlamlar

  • Varsayılan durum.
  • Varsayılan vaziyet.

um

  1. vaziyeti mevhumei canhıraşane

  2. vaziyet-i mevhume-i canhıraşâne

Anlamlar

  • Yürek paralayıcı varsayılan durum.

um

  1. vekili umumi

  2. vekil-i umumî

Anlamlar

  • Genel vekil.

um

  1. vicdanı umumi

  2. vicdan-ı umumî

Anlamlar

  • Kamu vicdanı.
  • Toplumun vicdanı.

um

  1. vücub ve lüzum

Anlamlar

  • Zorunluluk ve gereklilik.

um

  1. yenabii ulum

  2. yenâbî-i ulûm

Anlamlar

  • İlimlerin kaynakları.

um

  1. zakkum

Anlamlar

  • Bir bitki türü.
  • Cehennem ağacı.
  • Gösterişi güzel.
  • Cehennemden bir ağaç.
  • Cehennemliklerin yiyeceği.
  • Cehennem'de bir ağacın ismi.
  • Çiçekli ve zehirli meyvesi olan yasemine benzeyen bir bitki ismi.

um

  1. zakkum şecer

Anlamlar

  • Zakkum ağacı.

um

  1. zakkum şerleri

Anlamlar

  • Zakkuma benzeyen kötülükler.

um

  1. zakkumu cehennem

  2. zakkum-u cehennem

Anlamlar

  • Cehennemdeki zakkum ağacı.

um

  1. zakkumu esmar

  2. zakkum-u esmar

Anlamlar

  • Cehennem meyveleri.

um

  1. zalum

  2. zalûm

Anlamlar

  • Çok zalim.
  • Pek zalim.
  • Çok zulmeden.

um

  1. zalumiyet

  2. zalûmiyet

Anlamlar

  • Zalimlik.
  • Zulmetme.
  • Şiddetli zalimlik.

um

  1. zalumu cehul

  2. zalûm-u cehûl

Anlamlar

  • Çok zalim ve çok cahil.

um

  1. zannı kabulü cumhur

  2. zann-ı kabul-ü cumhur

Anlamlar

  • Yoksa.
  • Lemeat).
  • Müçtehid olabilir.
  • İcma' ile cumhurdur.
  • Sikke-i şer'i görür.
  • Şart-ı evvel oluyor.
  • Fakat müşerri' olamaz.
  • Çoğunluğun kuvvetle kabulü.
  • Davet bid'attır; reddedilir.
  • (ümmeti da'vetle teşri' edemez.
  • Ağzına tıkılır; onda daha çıkamaz.
  • Yani kuvvetli ihtimal ile kabul etmeleri.
  • Fehmi şeriatten olur; lakin şeriat olamaz.
  • Bir fikre davet etmek zann-ı kabul-ü cumhur.
  • Bir hükmün doğruluğunu ekseri müçtehidlerin ve ehl-i reylerin zann derecesinde.

um

  1. zatı kayyum

  2. zât-ı kayyûm

Anlamlar

  • Allah.
  • Herşeyi kendi varlığıyla ayakta tutan zat.

um

  1. zemin ve asuman

  2. zemin ve âsuman

Anlamlar

  • Yeryüzü ve gökler.

um / زعم

  1. zum

  2. zu'm

Anlamlar

  • Sanı.
  • Şübhe.
  • Yanlış zan.
  • Batıl inanç.
  • Asılsız iddia.
  • (zuum) batıl zan.

um

  1. zuum

  2. zu'um

Anlamlar

  • Zan.
  • Batıl inanç.
  • Asılsız iddia.

um

  1. zuum

Anlamlar

  • Kuru iddia.
  • Batıl inanç.
  • Yanlış kanaat.

um

  1. zuum

  2. zûum

Anlamlar

  • Zan.
  • Kuru iddia.

um / جمعه

  1. cuma

  2. cum'a

Anlamlar

  • Cuma.
  • Toplanma.
  • Perşembeden sonraki gün.
  • Müslümanların kudsi tatil günü olup.
  • O güne mahsus namazla mükelleftirler.
  • Müslümanlara aynı hakkın tanınmaması hakiki medeniyete zıttır.
  • Memur ve işçilerin cuma namazı vakti serbest bırakılmamaları din hürriyetine aykırıdır.
  • Yahudiler ve hristiyanlar haftalık dini törenleri için cumartesi ve pazar günü serbest oldukları halde.

um / ظلمات

  1. zulumat

Anlamlar

  • Karanlıklar.

um

  1. ahkamı umumiyye

  2. ahkâm-ı umûmiyye

Anlamlar

  • Umumi hükümler.

um

  1. cazibei umumiyye kanunu

  2. câzibe-i umûmiyye kanunu

Anlamlar

  • Yerçekimi kanunu.

um

  1. cumhuri müfessirin

  2. cumhûr-i müfessirîn

Anlamlar

  • Müfessirler topluluğu.
  • Müfessirlerin çoğunluğu.

um

  1. cumhuri ukala

  2. cumhûr-i ukalâ

Anlamlar

  • Akıllılar topluluğu akıl sahiplerinin hepsi.

um

  1. cüzi maksum

  2. cüz-i maksûm

Anlamlar

  • Bölünmüş parça.

um

  1. eşhurulhurum

  2. eşhuru'l-hurum

Anlamlar

  • Zilhicce.
  • Haram aylar zilkade.
  • Muharrem ve recep ayları islam'dan önce araplar bu aylarda savaş yapmayı haram sayarlardı.

um

  1. evliyayı umur

  2. evliyâ-yı umûr

Anlamlar

  • İş başında olan kimseler.

um

  1. eyyam en malumat

  2. eyyâm en ma'lûmat

Anlamlar

  • Bilinen günler.

um

  1. fürs ü rum

  2. fürs ü rûm

Anlamlar

  • İran ve anadolu.

um / حلقوم

  1. hulkum

Anlamlar

  • Boğaz.
  • Gırtlak.
  • Ağızdan mideye giden yol.
  • İnsan veya hayvan boğazı.

um

  1. hulum

  2. hulûm

Anlamlar

  • Rüyalar.
  • Hülyalar.
  • Düş azması.

um

  1. huremat hurmat hurumat

  2. huremat - hurmât - hurumat

Anlamlar

  • Haram olan şeyler.
  • Dince yasak olan şeyler.

um

  1. hurum

Anlamlar

  • İhram.
  • Olanlar.
  • Haramlar.
  • Dince yasak.

um

  1. indelcumhur

  2. inde'l-cumhur

Anlamlar

  • Çoğunluğun yanında.
  • Çoğunluğun nazarında.

um

  1. kadiru kayyum

  2. kadir-u kayyum

Anlamlar

  • Kadir ve kayyum (allah).

um

  1. kudum

Anlamlar

  • İlerilik.
  • Ayak basmak.
  • İleri geçmek.
  • Uzak bir yerden.
  • Uzun bir yoldan gelme.
  • Ayak basmateşrif etme.
  • Uzak ve uzun bir yoldan gelmek.

um

  1. madum

  2. ma'dum

Anlamlar

  • Yok.
  • Yok olan.
  • Mevcut olmayan.

um

  1. malumat

  2. ma'lumat

Anlamlar

  • Biliş.
  • Bilgi.
  • Bilinenler.
  • Bilinen şeyler.
  • Bir iş veya mevzu hakkındaki bilgiler.

um

  1. meczum

Anlamlar

  • ).
  • (ilim.
  • Kilim.
  • (cüzam.
  • Cezmolunmuş.
  • Cezimli kelime.
  • Kat'i niyet edilmiş.
  • Kat'i karar verilmiş.
  • Gr: son harfi harekesiz okunan kelime.
  • Dan) cüzam hastalığına tutulmuş kimse.
  • Kesin karar verilmiş sonu cezimli olan kelime.
  • Kitab kelimelerinin son harflerinin okunduğu gibi.

um

  1. mefhumi muhalif

  2. mefhum-i muhalif

Anlamlar

  • Bir sözden çıkarılan zıt mana.

um

  1. ulumi aliyye

  2. ulum-i âliyye

Anlamlar

  • Din ilimleri.
  • "ayn" ile yüce ilimler.
  • Sarf ve nahiv gibi alet ve anahtar durumunda olan ilimler.

um

  1. umre

Anlamlar

  • Ziyaret.
  • Farz olmayan hac.
  • Umreye de hacc-ı asgar denilir.
  • Farz olan hacca hacc-ı ekber denildiği gibi.
  • Cuma gününe tevafuk eden hacca da hacc-ı ekber denilir.
  • Hac günleri dışında yapılan kabe ve diğer mukaddes yerlerin ziyareti.
  • Hac mevsimi dışında kabe'yi ve mekke ve medine'deki mukaddes yerleri ziyaret etmek.
  • Ist: kabe-i muazzama'yı tavaftan ve safa ile merve denilen iki mukaddes mevki arasında sa'yetmekten ibarettir.

um / على العموم

  1. alelumum

  2. alelumûm

Anlamlar

  • Genelde.
  • Genellikle.
  • Genel olarak.

um / بحر قلزم

  1. bahri kulzum

  2. bahr-i kulzum

Anlamlar

  • Kızıldeniz.

um / برای معلومات

  1. berayı malumat

  2. berâyı malûmât

Anlamlar

  • Bilgi vermek için.
  • Bilgi edinmek için.
  • Bilgi sahibi olmak için.

um / بوم

  1. bum

  2. bûm

Anlamlar

  • Yer.
  • Ülke.
  • Baykuş.

um / بومهن

  1. bumehen

  2. bûmehen

Anlamlar

  • Deprem.

um / جمهوری

  1. cumhuri

  2. cumhûrî

Anlamlar

  • Cumhuriyetle ilgili.

um / جمهوریت

  1. cumhuriyyet

  2. cumhûriyyet

Anlamlar

  • Cumhuriyet.

um / دمور

  1. dumur

  2. dumûr

Anlamlar

  • Kuruma.
  • Körelme.

um / اركان حربيهء عموميه

  1. erkanı harbiyyei umumiyye

  2. erkân-ı harbiyye-i umûmiyye

Anlamlar

  • Genel kurmay başkanlığı.

um / فرومایه

  1. fürumaye

  2. fürûmâye

Anlamlar

  • Alçak.
  • Aşağılık.

um / گندمگون

  1. gendumgun

  2. gendûmgûn

Anlamlar

  • Buğday rengi.

um / غموم

  1. gumum

  2. gumûm

Anlamlar

  • Gamlar.
  • Kederler.

um / خم

  1. hum

Anlamlar

  • Küp.
  • Şarap küpü.
  • İçine şarap doldurulan küp.

um / حمقا

  1. humeka

  2. humekâ

Anlamlar

  • Ahmak.
  • Sersem.
  • Ahmaklar.

um / خم خانه

  1. humhane

  2. humhâne

Anlamlar

  • Meyhane.
  • Şarap mahzeni.
  • Tas: aşığın kalbi.
  • Şarap küplerinin konulduğu yer.

um / حموضت

  1. humuzet

  2. humûzet

Anlamlar

  • Ekşilik.

um / كتوم

  1. ketum

  2. ketûm

Anlamlar

  • Ağzı sıkı.
  • Sır saklayan.
  • Sır saklayabilen.

um / قدوم

  1. kudum

  2. kudûm

Anlamlar

  • Gelme.
  • Kudüm.
  • Ayak basma.
  • Uzaktan gelme.

um / قدوم زن

  1. kudumzen

  2. kudûmzen

Anlamlar

  • Kudüm çalan.

um / قمار

  1. kumar

  2. kumâr

Anlamlar

  • Kumar.
  • Para vs.
  • Karşılığında oynanılan oyun.
  • Dinimizde böyle oyunların her türlüsü haramdır.
  • Meşru bir ihtiyacın karşılanması için bir çalışma sonucu olmadan piyango ve şans oyunları gibi haram yollarla kazanç elde etmektir.

um / قماش

  1. kumaş

  2. kumâş

Anlamlar

  • Kumaş.

um / قمری

  1. kumri

  2. kumrî

Anlamlar

  • Kumru.
  • Dişisine "kumriye".
  • Erkeğine "sakhar" derler.

um / محكوم

  1. mahkum

Anlamlar

  • Hüküm giymiş.
  • Mahkum etmek.
  • Mahkum olmak.
  • Hüküm giymek.
  • Hüküm giydirmek.

um / مختوم

  1. mahtum

  2. mahtûm

Anlamlar

  • Mühürlü.

um / معلومات

  1. malumat

  2. malûmat

Anlamlar

  • Bilgi.

um / معلومات فروش

  1. malumatfuruş

  2. malûmatfurûş

Anlamlar

  • Bilgiçlik taslayan.

um

  1. malumatfuruşluk

  2. malûmatfurûşluk

Anlamlar

  • Bilgiçlik taslama.
  • Bilgiçlik taslamak.
  • Malumatfuruşluk etmek.

um / منظومات

  1. manzumat

  2. manzûmât

Anlamlar

  • Manzumeler.

um / معصومانه

  1. masumane

Anlamlar

  • Masumca.

um / مظلوميت

  1. mazlumiyet

  2. mazlûmiyet

Anlamlar

  • Mazlumluk.
  • Zulme uğramışlık.
  • Sesiz sedasız olma.

um / مردم

  1. merdum

Anlamlar

  • Halk.
  • İnsan.
  • Gözbebeği.

um

  1. merdumharlık

Anlamlar

  • Yamyamlık.
  • İnsan eti yeme.

um / مرحومه

  1. merhume

  2. merhûme

Anlamlar

  • (bayan) ölü.
  • Ölmüş kadın.

um / مرقوم

  1. merkum

Anlamlar

  • (rakam.
  • Sayılmış.
  • Birikmiş.
  • Adı geçen.
  • Cem'olmuş.
  • Toplanmış.
  • Adı geçmiş.
  • Dan) yazılmış.
  • Anılan; yazılmış.
  • Rakamla söylenmiş.
  • Basit ve adi insan.

um / مسموم

  1. mesmum

  2. mesmûm

Anlamlar

  • Zehirli.
  • Zehirlenmiş.

um / موسوم

  1. mevsum

  2. mevsûm

Anlamlar

  • Adlandırılmış.

um / مومى اليهم

  1. mumaileyhim

  2. mûmâileyhim

Anlamlar

  • Adı geçenler.

um / ممضى

  1. mumza

Anlamlar

  • (maza.
  • İmzalı.
  • İmzalanmış.
  • Dan) imza edilmiş olan.

um / نامعلوم

  1. namalum

  2. nâmalûm

Anlamlar

  • Bilinmeyen.

um / نامفهوم

  1. namefhum

  2. nâmefhûm

Anlamlar

  • Anlaşılmaz.

um / رموز

  1. rumuz

  2. rumûz

Anlamlar

  • İşaretler.
  • Semboller.
  • Gizli anlamlar.

um / رسوم

  1. rüsum

Anlamlar

  • Usul.
  • Vergi.
  • Tören.
  • Adetler.
  • Merasim.
  • Resimler.
  • Şekiller.
  • Vergiler.
  • Gümrükler.
  • Gümrük vergisi.

um / رسومات

  1. rüsumat

  2. rüsûmat

Anlamlar

  • Gümrük idaresi.

um / سموم

  1. sümum

  2. sümûm

Anlamlar

  • Zehirler.

um / شقاءق النعمان

  1. şakaikünnuman

  2. şakâikünnumân

Anlamlar

  • Gelincik.

um / شوم

  1. şum

  2. şûm

Anlamlar

  • Şom.
  • Uğursuz.

um / تنومند

  1. tenumend

  2. tenûmend

Anlamlar

  • İriyarı.
  • Çamyarması.

um / طعمه

  1. tume

  2. tu'me

Anlamlar

  • Yem.
  • Tat.
  • Yiyecek.
  • (bak: tu'm).

um / عمق

  1. umk

Anlamlar

  • Derinlik.
  • Dibi derin.
  • Kuyu veya denizin derinliği.

um / عمال

  1. ummal

  2. ummâl

Anlamlar

  • Valiler.
  • Görevliler.
  • Yöneticiler.
  • Tahsildarlar.
  • İdare amirleri.

um / عمران

  1. umran

  2. umrân

Anlamlar

  • Saadet.
  • Mutluluk.
  • Medenilik.
  • Bayındırlık.
  • Bayındırlaşmak.
  • İmar ile şenlendirilmiş olan.

um / عموم خانه

  1. umumhane

  2. umûmhâne

Anlamlar

  • Genelev.

um

  1. umumileşmek

  2. umûmîleşmek

Anlamlar

  • Genelleşmek.

um / عموميت

  1. umumiyyet

  2. umûmiyyet

Anlamlar

  • Genellik.
  • Genellikle.
  • Umumiyyetle.

um / زقوم

  1. zakkum

  2. zakkûm

Anlamlar

  • Zıkkım.
  • Zakkum ağacı.

um / ذموم

  1. zümum

  2. zümûm

Anlamlar

  • Yermeler.
  • Kötülemeler.

um

  1. bahriumman

Anlamlar

  • Okyanus.

um

  1. berayımalumat

  2. berâyımâlûmât

Anlamlar

  • Bilgi için.

um

  1. cuma

  2. cumâ

Anlamlar

  • Önemli bir namaz.

um

  1. cumhuriyet

Anlamlar

  • ).
  • Devlet reisi.
  • Başkan değiştirir.
  • (amerika'daki gibi.
  • Hükumeti başkan kurar.
  • Demokraside temsili hükumet şekli.
  • Başkan meclislere karşı bağımsızdır.
  • (hakimiyetini) kullanmasına dayanan hükumet şekli.
  • Cumhuriyetin birbirinden farklı üç tatbik şekli vardır.
  • 2- meclis hükumeti: hükumeti meclise bağlı sayan şekil.
  • Devlet başkanı yönetilenler tarafından seçilen yönetim biçimi.
  • Millet veya millet meclisleri tarafından seçilen hükümet şekli.
  • 1- parlementer hükumet: hükumeti meclisler karşısında bağımsız sayan şekil.
  • 3- başkanlık hükumeti: devlet ve hükumet başkanı aynı kişidir ve halk tarafından seçilir.
  • Halkın hür olarak seçtiği temsilciler (millet vekilleri ve senatörler) aracılığı ile egemenliğini.

um

  1. hanuman

  2. hanumân

Anlamlar

  • Ev.
  • Ocak.

um

  1. humari

  2. humarî

Anlamlar

  • Sarhoşluktan gelen sersemlik hali.

um

  1. hurufumukattaa

  2. hurûfumukattaa

Anlamlar

  • Sure başlarındaki şifreli harfler.

um

  1. husumetefza

  2. husûmetefzâ

Anlamlar

  • Düşmanlık saçan.

um

  1. husumetkarane

  2. husûmetkârâne

Anlamlar

  • Düşmanca.

um

  1. hücum

  2. hücûm

Anlamlar

  • Saldırı.

um

  1. hücumat

  2. hücumât

Anlamlar

  • Saldırılar.

um

  1. kayyum

Anlamlar

  • C.
  • ).
  • (kıyam.
  • Başlangıç.
  • Cami hademesi.
  • Toplayıp ihsan eden.
  • Daim ve var olan allah (c.
  • Dan) camilerde iş gören kimse.
  • Bütün eşyanın ancak kendisi ile kaim olduğu cenab-ı hak.
  • Nihayet ve yeniden oluş gibi hallerden münezzeh ve ezelden ebede kaim.

um

  1. kayyumiyet

  2. kayyûmiyet

Anlamlar

  • Kayyumluk.

um

  1. kumbiiznillah

Anlamlar

  • Allahın izniyle kalk!.

um

  1. madum

  2. mâdûm

Anlamlar

  • Yok olan.

um

  1. madumat

  2. mâdûmât

Anlamlar

  • Yok olanlar.

um

  1. madumiyet

  2. mâdûmiyet

Anlamlar

  • Yokluk.
  • Yok olma.

um

  1. mahdumiyet

Anlamlar

  • Oğulluk.
  • Evlatlık.
  • Mahdumluk.
  • Efendilik.

um

  1. mahrum

  2. mahrûm

Anlamlar

  • Yoksun.

um

  1. mahrumiyet

  2. mahrûmiyet

Anlamlar

  • Yoksunluk.

um

  1. mahtumane

  2. mahtûmâne

Anlamlar

  • Bitirircesine.
  • Bir kitabı bitirince verilen ziyafet gibi.

um

  1. maksum

  2. maksûm

Anlamlar

  • Bölünmüş.

um

  1. manzumeişemsiye

  2. manzûmeişemsiye

Anlamlar

  • Güneş sistemi.

um

  1. matumat

  2. matûmât

Anlamlar

  • Yemekler.

um

  1. mazlumane

  2. mazlûmâne

Anlamlar

  • Zulüm görmüşcesine.

um

  1. mazlumen

  2. mazlûmen

Anlamlar

  • Zulmedilerek.

um

  1. mazmum

  2. mazmûm

Anlamlar

  • Eklenmiş.

um

  1. meşum

  2. meşûm

Anlamlar

  • Uğursuz.

um

  1. meşumane

  2. meşûmâne

Anlamlar

  • Uğursuzcasına.

um

  1. meşume

  2. meşûme

Anlamlar

  • Uğursuz.

um

  1. mumatala

Anlamlar

  • Sohbet eder gibi karşılıklı konuşma.

um

  1. mumya

Anlamlar

  • Çok zayıf (kimse).
  • Çürümesin diye ilaçlanmış ölü.
  • İnsan ve hayvan ölüsünün kurusu.
  • Uzun müddet çürümemesi için ilaçlanmış ölü.

um

  1. müddeiiumumi

  2. müddeîiumumî

Anlamlar

  • Savcı.

um

  1. müvellidülhumuza

  2. müvellidülhumûza

Anlamlar

  • Oksijen.

um

  1. nimmanzum

  2. nîmmanzum

Anlamlar

  • Yarı şiir.

um

  1. nücumperest

  2. nücûmperest

Anlamlar

  • Yıldızlara tapan.

um

  1. radyumvari

  2. radyumvârî

Anlamlar

  • Işık saçan radyum elementi gibi.

um

  1. rumi

  2. rumî

Anlamlar

  • Bir nevi takvim.

um

  1. rumuzat

  2. rumûzât

Anlamlar

  • Remizler.
  • Gizli manalar.

um

  1. ruzumahşer

  2. rûzumahşer

Anlamlar

  • Öldükten sonra dirilip toplanma günü.

um

  1. semum

  2. semûm

Anlamlar

  • Yakıcı rüzgar.

um

  1. tenaggum

Anlamlar

  • Nağme yapma.
  • Şarkı söylemek.

um

  1. tenaum

  2. tenâum

Anlamlar

  • Nimetlenme.

um

  1. terahhumat

  2. terahhumât

Anlamlar

  • Acımalar.
  • Merhamet etmeler.

um

  1. tulumba

Anlamlar

  • Su basma aleti.

um

  1. umumiyet

  2. umûmîyet

Anlamlar

  • Genellik.

um

  1. zum

  2. zûm

Anlamlar

  • Yanlış zan.

um

  1. adabı umumiye

  2. âdâb-ı umumiye

Anlamlar

  • Umumi ahlak kaideleri.

um

  1. adiyatı umur

  2. âdiyât-ı umûr

Anlamlar

  • Günlük işler.
  • Her zamanki değersiz işler.

um

  1. ahmakul humaka

  2. ahmak-ul humaka

Anlamlar

  • Ahmakların en ahmağı.

um

  1. akdemi umur

  2. akdem-i umur

Anlamlar

  • İşlerin en mühimmi.

um

  1. akum

Anlamlar

  • Zahmet.
  • Kısırlık.
  • İyileşmez yara.

um

  1. akvaryum

Anlamlar

  • Lat.
  • Su hayvanlarını veya bitkilerini besleyebilecek tarzda yapılmış camdan su kabı.

um

  1. alelumum

  2. ale-l-umum

Anlamlar

  • Herkese ait.
  • Herkes hakkında.

um

  1. amali masumane

  2. âmâl-i ma'sumâne

Anlamlar

  • Arzular.
  • Masumcasına emeller.

um

  1. amumet

  2. amûmet

Anlamlar

  • Amcalık.

um

  1. arazii mektume

  2. arâzi-i mektume

Anlamlar

  • Huk: beytülmale haber verilmeksizin kullanılan mahlul veya müstahik-i tapu araziler.

um

  1. arzı rum

  2. arz-ı rum

Anlamlar

  • Şimdiki anadolu.
  • (erzurum) rum memleketi.
  • Anadolunun şarkındaki bir vilayet adı.

um

  1. arzumend

  2. arzu-mend

Anlamlar

  • İstekli.

um

  1. arzumendi

  2. arzu-mendî

Anlamlar

  • Arzu.
  • Taleb.
  • İstek.
  • Heves.

um

  1. asum

Anlamlar

  • Obur.
  • Arsız.
  • Açgözlü.
  • Geçim derdi için çok çalışan kimse.

um

  1. asumani

  2. asumanî

Anlamlar

  • Semavi olan.
  • Beşeri olmayan.
  • Göğe ait ve müteallik.

um

  1. aşum

Anlamlar

  • Bir ot cinsi.

um

  1. ateşi rumi

  2. ateş-i rumî

Anlamlar

  • Eskiden kullanılan bir silah çeşitidir.
  • Kara ve deniz muharebelerinde yangın çıkartmak için kullanılırdı.

um

  1. atum

  2. atûm

Anlamlar

  • Su kaplumbağası.
  • Akşam vaktinin dışında sütünü vermeyen deve.

um

  1. avakıbı umur

  2. avakıb-ı umur

Anlamlar

  • İşlerin neticesi.

um

  1. aysum

Anlamlar

  • Sırtlan.
  • Büyük deve.
  • Filin dişisi.
  • Süsen çiçeği.

um

  1. ayşum

  2. ayşûm

Anlamlar

  • Nebatattan bir ot.

um

  1. azumet

  2. azûmet

Anlamlar

  • Eğlence.
  • Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey.

um

  1. badehum

  2. ba'dehum

Anlamlar

  • Onlardan sonra.

um

  1. badı semum

  2. bâd-ı semûm

Anlamlar

  • Çölde.
  • Sam yeli.
  • Zehirli rüzgar.
  • Sıcakta gündüz esen sıcak yel.

um

  1. bahri rum

  2. bahr-i rum

Anlamlar

  • (bahr-i sefid) akdeniz.

um

  1. baryum

Anlamlar

  • Yun.
  • Kim: "ba" sembolü ile gösterilen bir element.

um

  1. batını umur

  2. bâtın-ı umûr

Anlamlar

  • İşlerin.
  • Hadiselerin ve eşyanın içyüzü ve mahiyeti.
  • Yani: beş duygu ile bilinemiyen melekutiyet ve kanuniyet cihetleri.

um

  1. berayı malumat

  2. berây-ı malûmat

Anlamlar

  • Malumat için.

um

  1. berilyum

Anlamlar

  • Yun.
  • (be) sembolü ile gösterilir.
  • Zümrüt gibi bazı taşların bileşiminde bulunan bir elementtir.

um

  1. bertarum

Anlamlar

  • Dam üstünde.
  • Kubbe üzerinde.

um

  1. berumend

  2. berûmend

Anlamlar

  • Faydalı.
  • Verimli.
  • Nasibli.
  • Hisseli.
  • Ter ü taze.

um

  1. berumendi

  2. berûmendî

Anlamlar

  • Faydalı.
  • Menfaatli olma.

um

  1. bilumum

  2. bil-umum

Anlamlar

  • Hep.
  • Bütün.
  • Tamamı.

um

  1. bişumar

  2. bi-şumar

Anlamlar

  • Sayısız.
  • Pek çok.

um

  1. bum

Anlamlar

  • Yer.
  • Huy.
  • Yurt.
  • Zemin.
  • Arazi.
  • Toprak.
  • Haslet.
  • Tabiat.
  • Memleket.
  • Zool: baykuş.
  • Sürülmemiş tarla.

um

  1. bumbar

Anlamlar

  • Pirinç vs.
  • İçine kıyma.
  • Doldurulmuş bağırsakla yapılan bir cins yemek.
  • Koyun ve benzeri gibi hayvanların kalın bağırsağı.

um

  1. bume

Anlamlar

  • (bak: bum).

um

  1. bumehen

Anlamlar

  • Zelzele.
  • Yer sarsıntısı.
  • Koyun bağırsağı.
  • (bumehin) deprem.

um

  1. bülum

  2. bül'um

Anlamlar

  • Gırtlak.
  • Hançere.

um

  1. bürum

  2. bür'um

Anlamlar

  • Açılmamış gonca çiçek.

um

  1. bürume

  2. bür'ûme

Anlamlar

  • Gül gılafı.
  • Açılmamış tomurcuk gonca çiçek.

um

  1. casum

  2. casûm

Anlamlar

  • Kabus.
  • Korkulu rü'ya.

um

  1. cemum

Anlamlar

  • Yorga at.
  • Yürürken eşinen at.

um

  1. cinanı ulum

  2. cinan-ı ulûm

Anlamlar

  • İlm-i kur'an ve iman cennetleri.
  • Maarif-i ilahiye ve tahkiki ve yakini iman derslerinin okunduğu ulema-i islam ve talebe-i ulum meclisleri.

um

  1. cuma suresi

  2. cum'a sûresi

Anlamlar

  • Kur'an-ı kerim'in 62.
  • Ve medine-i münevvere'de nazil olan suresi.

um

  1. cumai atik

  2. cum'a-i atik

Anlamlar

  • (eski cum'a) osmanlılar zamanında.
  • Bulgaristan'da şumnu ile razgrat arasında yer alan meşhur bir bölge.

um

  1. cumai bala

  2. cum'a-i bâlâ

Anlamlar

  • (yukarı cum'a) osmanlılar devrinde.
  • Selanik vilayetinin serez sancağındaki bir kaza merkezi.

um

  1. cumat

  2. cum'at

Anlamlar

  • Cum'alar.
  • Perşembeden sonra gelen günler.

um

  1. cumeat

Anlamlar

  • Cum'alar.
  • Perşembeden sonra gelen günler.

um

  1. cumhur reisi

Anlamlar

  • Cumhuriyetle idare olunan memleketlerde devlet reisi.

um

  1. cumhuriyetperver

  2. cumhuriyet-perver

Anlamlar

  • Cumhurcu.
  • Cumhuriyetçi.

um

  1. cumhuru avam

  2. cumhur-u avam

Anlamlar

  • Halk tabakası.

um

  1. cumu

  2. cumu'

Anlamlar

  • Cemi'ler.
  • Toplanmalar.

um

  1. cumuat

Anlamlar

  • Cum'alar.
  • Perşembe gününden sonra gelen günler.

um

  1. cumus

  2. cu'mus

Anlamlar

  • Pis.
  • Necis.

um

  1. cuşum

  2. cu'şum

Anlamlar

  • Galiz.
  • Kısa boylu adam.

um

  1. cühumet

Anlamlar

  • (bak: cehamet).

um

  1. cümum

Anlamlar

  • Suyu çok olan kuyu.
  • Su kuyuda çok olmak (manasına mastardır).

um

  1. cürsum

Anlamlar

  • Her nesnenin aslı.

um

  1. cürsume

Anlamlar

  • Asıl.
  • Temel.
  • (cürsam) kök.
  • İlk hücrelik.
  • Gırtlak kapağı.
  • Karınca yuvası.
  • Bir tohumun özü.

um

  1. cürsumei dıraht

  2. cürsume-i dıraht

Anlamlar

  • Ağacın kökü.

um

  1. cürum

Anlamlar

  • Sıcak.
  • Çukur yer.

um

  1. cürzum

Anlamlar

  • Çok yiyen kişi.

um

  1. cüsum

Anlamlar

  • Ecsam.
  • Kuşun.
  • Kabus.
  • Oturmak.
  • Cisimler.
  • Çömelip oturmak.
  • Uykuda gelen ağırlık.
  • Uyuması vaktinde göğsünü yere koyup çömelmesi.

um

  1. dakaiki umur

  2. dakaik-i umur

Anlamlar

  • Üzerinde gayet dikkatle durulması lazım gelen işlerin ince ve mühim noktaları.

um

  1. darbum

Anlamlar

  • Bizanslılar zamanında eskişehir'in ismi.

um

  1. darül ulum

  2. dâr-ül ulûm

Anlamlar

  • Medrese.
  • İlimler yurdu.
  • Ders görülen yer.

um

  1. davlumbaz

Anlamlar

  • Çarkları yandan olan vapurlarda çarkların döndükleri yerleri örtmek için vapurun iki tarafında bulunan iki büyük yarım daire.

um

  1. deryayı umman

  2. derya-yı umman

Anlamlar

  • Okyanus.
  • Açık deniz.
  • Umman denizi.

um

  1. deymum

Anlamlar

  • Devamlı.
  • Berkarar.
  • Zevalsiz.

um

  1. deymumet

Anlamlar

  • Devam.
  • Daimlik.
  • Daimiyet.

um

  1. deymumi

  2. deymumî

Anlamlar

  • Devam.
  • Daimiyet.
  • Devamlılık.

um

  1. dilüviyum

Anlamlar

  • Jeo: nehirlerin en eski alüvyonlarına verilen isim.

um

  1. diyarı rum

  2. diyar-ı rum

Anlamlar

  • Eskiden osmanlı ülkesindeki anadolu.

um

  1. dum

Anlamlar

  • Sabit ve sakin olmak.

um

  1. duma

  2. du'ma

Anlamlar

  • Ulu yol.

um

  1. dumr

Anlamlar

  • Zayıflık.
  • Hafiflik.

um

  1. dumu

  2. dumu'

Anlamlar

  • Göz yaşları.

um

  1. dumur

Anlamlar

  • Helak.
  • Körelmek.
  • Zayıflıktan.
  • Büyüyüp gelişememek.
  • Bir yere izinsiz gitmek.
  • Hayvanların karnının içeri çökmesi.
  • Gıdasızlıktan dolayı bir uzvun kuruyup kalması.
  • Bir uzvun maddi veya manevi kabiliyetinin körelmesi.

um

  1. dumus

  2. du'mus

Anlamlar

  • Rengi siyaha benzer bir küçük su canavarı.

um

  1. dumuz

Anlamlar

  • Susma.
  • Sükut.

um

  1. düsum

Anlamlar

  • Yağlar.

um

  1. ebu humeyd

Anlamlar

  • Ayı denilen canavar.

um

  1. edakkı umur

  2. edakk-ı umur

Anlamlar

  • İşlerin en mühimmi.

um

  1. edbarün nücum

  2. edbar-ün nücum

Anlamlar

  • Fecirden evvel kılınan iki rek'at nafile namaz.

um

  1. ehli rum

  2. ehl-i rum

Anlamlar

  • Osmanlı.
  • Eskiden anadolu'da yaşayanların bir ismi.
  • Çünkü: osmanlılar romalıların (rumların) çok bulunduğu memleketlerini fethedip yerleştiler.

um

  1. emumiyye

Anlamlar

  • Analık.

um

  1. erume

Anlamlar

  • Kök.
  • Asıl.
  • Menba.
  • Anakök.
  • Ağacın ve boynuzun kökleri.

um

  1. esabı umur

  2. es'ab-ı umur

Anlamlar

  • İşlerin en zor olanı.

um

  1. eshamı umumiye

  2. esham-ı umumiye

Anlamlar

  • Tanzimat devrinde devletin.
  • Halka borç karşılığı olarak verdiği hisse bedelleri.

um

  1. esheli umur

  2. eshel-i umur

Anlamlar

  • İşlerin en kolayı.

um

  1. esum

Anlamlar

  • İftiracı.
  • Çok yalancı.
  • Kabahatli ve günahkar olan adam.

um

  1. eşhürül hurum

  2. eşhür-ül hurum

Anlamlar

  • Zilhicce.
  • Muharrem ve receb ayları.
  • İslamiyetten evvel arab kabileleri arasında vuruşmanın ve muharebenin haram kılındığı zilka'de.

um

  1. eştatı ulum

  2. eştat-ı ulum

Anlamlar

  • Çeşitleri.
  • İlimlerin nevi'leri.

um

  1. etum

Anlamlar

  • Su kaplumbağası.

um

  1. evliyai umur

  2. evliya-i umur

Anlamlar

  • İş başında bulunanlar.
  • İşleri idareye vazifeli olanlar.

um

  1. eyum

Anlamlar

  • Erkeksiz kadın (ki.
  • Önce ere varmış olsun-olmasın).

um

  1. ezimmei umur

  2. ezimme-i umur

Anlamlar

  • İşlerin idaresi.

um

  1. ezum

Anlamlar

  • Isıran.
  • Isırıcı.

um

  1. fedume

Anlamlar

  • (bak: fedame).

um

  1. feume

Anlamlar

  • (bak: feame).

um

  1. feydum

Anlamlar

  • Bir nevi macun.

um

  1. fili malum

  2. fi'l-i ma'lum

Anlamlar

  • Etken fiil.
  • Öznesi yani.
  • Faili belli olan fiil.

um

  1. fili mezmum

  2. fi'l-i mezmum

Anlamlar

  • Kötü.
  • Fena iş.
  • Livata ve zina.

um

  1. fum

Anlamlar

  • Buğday.

um

  1. fürtum

Anlamlar

  • Pabuç burnu.

um

  1. fürumande

  2. füru-mande

Anlamlar

  • Aciz.
  • Yorgun.
  • Bitkin.
  • Şaşkın.
  • Aşağıda.
  • Şaşırmış.
  • Beceriksiz.
  • Geride kalmış olan.

um

  1. fürumandegi

  2. füru-mandegî

Anlamlar

  • Yorgunluk.
  • Bitkinlik.
  • Beceriksizlik.

um

  1. fürumaye

  2. füru-maye

Anlamlar

  • Soyu alçak.
  • Kötü soylu.
  • Sütü bozuk.

um

  1. fürzum

Anlamlar

  • Yuvarlak ağaçtan yapılıp.
  • Üstünde bir şey yontmağa mahsus dülgerler örsü.

um

  1. gaşum

Anlamlar

  • Zalim.
  • Gaddar.
  • İnatçı.
  • Muannid.

um

  1. gulumiyye

Anlamlar

  • Cimaa şehveti olan kimse.

um

  1. guma

Anlamlar

  • Hava bulutlu olduğundan ayın görünmemesi.

um

  1. gumce

Anlamlar

  • (bak: gamce).

um

  1. gumgume

Anlamlar

  • Ses.
  • Nara.
  • Avaz.

um

  1. gumme

Anlamlar

  • Tasa.
  • Keder.
  • Kırba.
  • Belirsiz mühim nesne.
  • Tuluk gibi şeylerin derinliği.

um

  1. gumr

Anlamlar

  • Bön.
  • Ahmak kişi.
  • Gafil kimse.

um

  1. gumre

Anlamlar

  • Küçük kadeh.
  • Kadınların yüzlerine örttükleri kırmızı bez.

um

  1. gumum

Anlamlar

  • Tasalar.
  • Dertler.
  • Kederler.
  • Kaygılar.
  • Hüzünler.

um

  1. gumuz

Anlamlar

  • Sözün kapalı ve karışık oluşu.

um

  1. gumuza

Anlamlar

  • (bak: gamaza).

um

  1. guyum

Anlamlar

  • Bulutlar.

um

  1. habli mevhum

  2. habl-i mevhum

Anlamlar

  • Gaye.
  • Mevhum ip.
  • Daima olacak gibi görünüp de gittikçe uzaklaşan istek.

um

  1. haderi umumi

  2. hader-i umumî

Anlamlar

  • Bütün vücudu kaplayan uyuşukluk.

um

  1. hafayayı umur

  2. hafaya-yı umûr

Anlamlar

  • İşlerin gizli tarafı.

um

  1. hafiyyatı umur

  2. hafiyyat-ı umûr

Anlamlar

  • Gizli kısımları.
  • İşlerin saklı tarafları.

um

  1. halum

Anlamlar

  • Yaş peynir gibi olan koyu yoğurt.

um

  1. hamum

Anlamlar

  • İç yağı.

um

  1. hasbel lüzum

  2. hasb-el lüzum

Anlamlar

  • İcabettiği için.

um

  1. hattı mevhum

  2. hatt-ı mevhum

Anlamlar

  • Hayali çizgi.

um

  1. haymume

Anlamlar

  • Cübün.
  • Korkaklık.

um

  1. hayrul umur

  2. hayr-ul umur

Anlamlar

  • İşlerin en hayırlısı.

um

  1. hayşum

Anlamlar

  • ).
  • Nunlu sesler.
  • Gunne buradan çıkar.
  • Geniz (burun) kovuğu.
  • (tecvidde bahsedilmiştir.

um

  1. hayşumi

  2. hayşumî

Anlamlar

  • Genizden gelen.

um

  1. hayyül kayyum

  2. hayy-ül kayyum

Anlamlar

  • C.
  • ).
  • Varlığı.
  • Gökleri.
  • Diriliği her an için olup.
  • Yerleri her an için tutan.
  • Daimi her şeye her hususta iktidarı yeten allah (c.

um

  1. hayzum

Anlamlar

  • Göğüs tahtası.

um

  1. hazume

Anlamlar

  • Sığır.
  • Bakar.

um

  1. heyeti umumiye

  2. hey'et-i umumiye

Anlamlar

  • Umumi hey'et.
  • Bir şeyin teferruatları nazara alınmadan olan umumi durumu.

um

  1. hudumme

Anlamlar

  • Büyük emir.
  • Kolları kalın olan.

um

  1. hukuku umumiyye

  2. hukuk-u umumiyye

Anlamlar

  • ).
  • Gibi.
  • (mülkiyet hakkı.
  • İştirak hakkı vs.
  • Cemiyetin bütün fertlerine şamil olan haklar.

um

  1. humahin

Anlamlar

  • Yüzük yapılan bir cins siyah taş.

um

  1. humak

Anlamlar

  • Kabarcık gibi bir şeydir ve insana arız olur.

um

  1. humaka

Anlamlar

  • Ahmaklık.
  • Akıl azlığı.

um

  1. humaki

  2. humakî

Anlamlar

  • Ahmaklar.
  • Salaklar.

um

  1. humal

Anlamlar

  • Aksaklık.

um

  1. humame

Anlamlar

  • Süprüntü.

um

  1. human

  2. humân

Anlamlar

  • (bak: heman).

um

  1. humanizm

Anlamlar

  • (bak: hümanizm).

um

  1. humaralud

  2. humar-âlud

Anlamlar

  • Şaşkın.
  • Kendinden geçmiş.
  • Süzgün ve baygın göz.

um

  1. humaris

Anlamlar

  • Katı.
  • Sağlam.
  • Şiddetli.

um

  1. humasi

  2. humasî

Anlamlar

  • Beşli.
  • Beşe mensub.
  • Arabçada: asli harfleri.
  • Yani kök harfleri beş adet olan kelime.

um

  1. humaşe

Anlamlar

  • Diyeti bilinmeyen cinayet.

um

  1. humat

Anlamlar

  • Koruyanlar.
  • Himaye edenler.

um

  1. humayun

Anlamlar

  • (bak: hümayun).

um

  1. humaz

Anlamlar

  • Kuzu kulağı.
  • Kırmızı çiçeği olan bir bitki çeşidi.

um

  1. humbara

Anlamlar

  • Kumbara.
  • Küçük küp.
  • Ask: demir veya tunçtan dökülmüş.
  • Elle atılana da el humbarası denirdi.
  • Havan topu ile atılana havan humbarası.
  • Bir tarafında para sığacak kadar yarığı bulunan kap.
  • Para biriktirmek için kullanılan toprak veya madenden yapılan.
  • İçi boş ve yuvarlak olarak yapılan ve içine patlayıcı maddeler doldurularak havan topu veya elle atılan harp aleti.

um

  1. humbaracı

Anlamlar

  • Ask: yeniçeri teşkilatı zamanındaki topçu eri.
  • Bu teşkilatın mensubları havan toplarıyla humbara attıkları için bu adı almışlardı.

um

  1. humbarahane

Anlamlar

  • Tar: humbaracılar kışlası.
  • Humbara yapılan beylik fabrika.

um

  1. humçe

Anlamlar

  • Küçük küp.

um

  1. humeme

Anlamlar

  • Kömür.
  • Kara kül.
  • Her ateşte yanan nesne.

um

  1. humevi

  2. humevî

Anlamlar

  • Tıb : sıtmaya ait.

um

  1. humeyya

Anlamlar

  • Şiddet.

um

  1. huml

Anlamlar

  • Kaçmak.
  • Korkmak.

um

  1. hummaz

Anlamlar

  • Kuzu kulağı.

um

  1. humme

Anlamlar

  • Tamam oldu (mealinde fiil).

um

  1. hummere

Anlamlar

  • Kaya kuşu denilen başı kızılca serçe gibi bir kuş.

um

  1. hummisa

Anlamlar

  • Nohut.

um

  1. hummus

Anlamlar

  • Nohut.

um

  1. humran

Anlamlar

  • Kırmızılar.

um

  1. humre

Anlamlar

  • Küçük seccade.
  • Namaz kılacak yer.
  • Küçük hasır parçası.
  • Güzelleşmek için kadınların yüzlerine sürdükleri şey.

um

  1. humreti hicab

  2. humret-i hicâb

Anlamlar

  • Hayadan.
  • Utanmaktan hasıl olan kırmızılık.

um

  1. humreti şafak

  2. humret-i şafak

Anlamlar

  • Şafak kızıllığı.
  • Şafak kırmızılığı.

um

  1. humsa

Anlamlar

  • Boş böğürlü ve ince karınlı olmak.

um

  1. humse

Anlamlar

  • Hürmet.

um

  1. humsi öşr

  2. hums-i öşr

Anlamlar

  • Yani.
  • Onda birin beşte biri.
  • Bir şeyin ellide biri.

um

  1. humtane

Anlamlar

  • Kadının kaynanası.

um

  1. humu

  2. humu'

Anlamlar

  • (bak: ham').

um

  1. humud

Anlamlar

  • Düşme.
  • Soğumak.
  • Zayıflama.
  • Ne helale.
  • Sakin olmak.
  • Ateş sönmiyerek alevi azalmak.
  • Bayılmak ve kendini kaybetmek.
  • Ne de harama iştihası olmamak.

um

  1. humul

Anlamlar

  • Yükler.
  • Mahfe taşıyan deve.
  • Ünü ünvanı kaybolma.
  • Bir kimsenin adı sanı batma.

um

  1. humuza

Anlamlar

  • Ekşilik.

um

  1. humuzat

Anlamlar

  • Ekşi şeyler.

um

  1. humuzet

Anlamlar

  • Ekşilik.
  • Kekrelik.

um

  1. humuziyet

Anlamlar

  • Ekşilik.
  • Kekrelik.

um

  1. humve

Anlamlar

  • Suret.
  • Şiddet.

um

  1. hurtum

Anlamlar

  • Burun.
  • Şarap.

um

  1. husum

Anlamlar

  • İdman.
  • Fırtına.
  • Hasımlar.
  • Düşmanlar.
  • Uğursuzluk.
  • Birbiri ardınca devam üzere olmak.
  • Bir şeyi kökünden kesip dağlayanlar.

um

  1. hücumatı sitte

  2. hücumât-ı sitte

Anlamlar

  • Altı hücum.
  • Altı maddelik bir müdafaa (olan bir eser ismi).

um

  1. hükumat

  2. hükûmat

Anlamlar

  • Hükumetler.

um

  1. hükumet konağı

  2. hükûmet konağı

Anlamlar

  • Bunun yerine: "bab-ı hükumet.
  • Devlet memurlarının bulunduğu bina.
  • Daire-i hükumet" tabirleri de kullanılırdı.

um

  1. hükumeti adile

  2. hükûmet-i âdile

Anlamlar

  • Adil hükümet.

um

  1. hükumeti adl

  2. hükûmet-i adl

Anlamlar

  • Buna hükm-ü adl de denir.
  • Huk: miktarı şer'an muayyen olmayıp ehl-i vukufun (bilirkişinin) usulü dairesinde takdir ve tayin edeceği diyettir.

um

  1. hükumeti gayri müstakille

  2. hükûmet-i gayr-i müstakille

Anlamlar

  • Diğer bir devletin boyunduruğu altında bulunan hükumet.
  • İstiklaliyet ve hakimiyet haklarını tamamen haiz olmayıp.

um

  1. hükumeti müstakille

  2. hükûmet-i müstakille

Anlamlar

  • İstiklaliyet ve hakimiyet ve haklarını tamamen haiz olan hükümet.

um

  1. hükumeti müstebidde

  2. hükûmet-i müstebidde

Anlamlar

  • İstibdatla idare olunan hükumet.

um

  1. hümum

Anlamlar

  • Gamlar.
  • Tasalar.
  • Kaygılar.
  • Kederler.
  • Gussalar.

um

  1. hümumet

Anlamlar

  • Çok yaşlılık.
  • Pek fazla ihtiyarlık.

um

  1. idarei umur

  2. idare-i umûr

Anlamlar

  • İşlerin görülmesi.

um

  1. ihtilali umur

  2. ihtilal-i umûr

Anlamlar

  • İşlerin bozukluğu.
  • İşlerin karışıklığı.

um

  1. ilmi nücum

  2. ilm-i nücum

Anlamlar

  • Yıldızların ahvalinden.
  • İlm-i ahkam-ı nücum da denir.
  • Hareketlerinden mana çıkarmağa çalışmak ve araştırmak ilmidir.

um

  1. itayı malumat

  2. i'ta-yı ma'lumat

Anlamlar

  • Bilgi verme.
  • Malumat verme.

um

  1. kadum

Anlamlar

  • Keser.
  • Şam yakınında bir köyün adı.

um

  1. kahirüs sümum

  2. kahir-üs sümum

Anlamlar

  • Panzehir.

um

  1. kakum

Anlamlar

  • Kürkü makbul bir cins kedi.

um

  1. kaydum

Anlamlar

  • Her nesnenin önü.

um

  1. kaysum

Anlamlar

  • Marsama denilen ot.

um

  1. kaziyei mahkumun biha

  2. kaziye-i mahkûmun bihâ

Anlamlar

  • (bak: kaziye-i muhkeme).

um

  1. kaziyei mevhume

  2. kaziye-i mevhume

Anlamlar

  • Man: makul işler üzerine kuvve-i vahimenin hükmeylediği kazib kaziyyedir.

um

  1. kedum

Anlamlar

  • Adam ısıran eşek.

um

  1. ketum

Anlamlar

  • Sır saklayan.
  • Her şeyi gizleyen.
  • Herkese her şeyi konuşmayıp sırrını belli etmiyen.

um

  1. ketumane

Anlamlar

  • Ketum olup ağzı sıkı olan.
  • Herşeyi söylemiyen kimseye yakışır surette.

um

  1. ketumiyyet

Anlamlar

  • Ketumluk.
  • Ağız sıkılığı.
  • Sır vermemeklik.

um

  1. keysum

Anlamlar

  • Çok miktar olan kuru ot.

um

  1. kezum

Anlamlar

  • Susmak.
  • Sükut etmek.

um

  1. kudumiyye

Anlamlar

  • Uzak yoldan gelen bir büyük zata.
  • Oranın halkı tarafından takdim edilen hediye.
  • Edb: böyle bir vaziyetten dolayı yazılan kaside.

um

  1. kum

Anlamlar

  • (kavm.
  • Den) kalk (manasına emir).

um

  1. kumame

Anlamlar

  • Cemaat.
  • Topluluk.
  • Süprüntü.

um

  1. kumanya

Anlamlar

  • İng.
  • Gemi kileri.
  • Gemi zahiresi.
  • Geminin erzak koymağa mahsus yeri.
  • Eskiden piyade kayığının arka kısmındaki dolapçık.
  • Bir gemi içinde bulunan kimselerin beslenmeleri için gemiye doldurulan erzak.

um

  1. kumarbaz

Anlamlar

  • Kumarcı.
  • Kumar oynayan.

um

  1. kumarhane

  2. kumar-hane

Anlamlar

  • Devamlı olarak kumar oynanan yer.

um

  1. kume

Anlamlar

  • Yüksek.
  • Yüce yer.
  • Bir yere toplanmış olan şeyler.

um

  1. kumi

Anlamlar

  • (bak: kum).

um

  1. kumkuma

Anlamlar

  • Bakır şişe.
  • Bakır ibrik.
  • İçine mürekkep.
  • Zemzem gibi şeyler konulan yuvarlak testi.

um

  1. kumme

Anlamlar

  • Arslanın.
  • Ağzı ile aldığı şey.

um

  1. kummehan

Anlamlar

  • Za'feran.
  • Şarap köpüğü.

um

  1. kummele

Anlamlar

  • Kene cinsinden bir böcek.

um

  1. kumudd

Anlamlar

  • Sert.
  • Katı.
  • Uzun.
  • Tavil.
  • Sağlamak.

um

  1. kumus

Anlamlar

  • Suya batıp kaybolmak.

um

  1. kumze

Anlamlar

  • Toplanmış hurma.

um

  1. kurşum

Anlamlar

  • Büyük kene.

um

  1. kurtum

Anlamlar

  • Mestin burnu.
  • Usfur otunun tohumu.

um

  1. kurum

Anlamlar

  • Değerli insanlar.
  • Kıymetli ve değeri büyük kişiler.

um

  1. kurzum

Anlamlar

  • Kavafların ve kunduracıların üzerinde gön ve sahtiyan kesip düzelttikleri yuvarlak tahtalar.

um

  1. külsum

Anlamlar

  • Yuvarlak yüzlü.
  • Yanağı ve yüzü etli olan.

um

  1. kürum

Anlamlar

  • Bağ kütükleri.
  • Üzüm kütükleri.

um

  1. kütübhanei umumiye

  2. kütübhane-i umumiye

Anlamlar

  • Umumi kütübhane.

um

  1. küzum

Anlamlar

  • Ağzında dişi olmayan yaşlı deve.

um

  1. lazımı melzum

  2. lâzım-ı melzum

Anlamlar

  • Biri birisinden asla ayrılmaz.
  • Birisi olunca diğerinin de olması şart olan.

um

  1. lehum

Anlamlar

  • Obur.
  • Çok yiyici.

um

  1. lumuz

  2. lu'muz

Anlamlar

  • Obur.
  • Çok yiyen kişi.

um

  1. lühmum

Anlamlar

  • Sütü çok olan deve.
  • İnsanlardan ve atlardan iyi ve cevvad olanlar.

um

  1. lühum

Anlamlar

  • Etler.
  • İyiler.
  • Cömertler.
  • İyi insanlar.

um

  1. lühumu lezize

  2. lühum-u lezize

Anlamlar

  • Lezzetli etler.

um

  1. lüzumu gayri münfek

  2. lüzum-u gayr-i münfek

Anlamlar

  • Ayrılmazlık.

um

  1. maarifi umumiye nezareti

  2. maarif-i umumiye nezareti

Anlamlar

  • Maarif vekaleti.
  • Milli eğitim bakanlığı.

um

  1. madumat

  2. ma'dumat

Anlamlar

  • Yokluklar.
  • Yok olanlar.

um

  1. madumatı hariciyye

  2. ma'dumat-ı hâriciyye

Anlamlar

  • İlm-i ilahide olup.
  • Maddi vücudu olmayan şeyler.

um

  1. madumatı mümkine

  2. ma'dumat-ı mümkine

Anlamlar

  • Henüz mevcud olmayan hadisat.
  • Var olacağı ilm-i ilahide malum olup.

um

  1. madumiyet

  2. ma'dumiyet

Anlamlar

  • Yokluk.
  • Yok olma.
  • Ma'dumluk.

um

  1. madumül cisim

  2. ma'dum-ül cisim

Anlamlar

  • Cismi olmayan.

um

  1. magmum

Anlamlar

  • Gamlı.
  • Tasalı.
  • Kapalı.
  • Kederli.
  • Bulutlu.
  • Sıkıntılı.

um

  1. magmumane

  2. magmumâne

Anlamlar

  • Kederlice.
  • Gamlı olarak.
  • Mübhem olarak.

um

  1. magmumiyet

Anlamlar

  • Kederli.
  • Gamlı olma.
  • Hava bulutlu ve kapalı olma.

um

  1. mahkumunaleyh

  2. mahkûmun-aleyh

Anlamlar

  • Kendi aleyhinde hüküm verilmiş olan.

um

  1. mahkumunbih

  2. mahkûmun-bih

Anlamlar

  • Kendisi hakkında hüküm verilmiş olan.

um

  1. mahkumunleh

  2. mahkûmun-leh

Anlamlar

  • Lehine hükmolunan.
  • Davayı kazanmış olan.

um

  1. mahmum

Anlamlar

  • Mecnun.
  • Hummaya.
  • Ateşli olan.
  • Sıtmalı olan.
  • Sıtmaya tutulmuş.
  • Saçma sapan konuşan.

um

  1. mahmumane

Anlamlar

  • Sayıklıyarak.
  • Ateşli olarak.
  • Sayıklarcasına.
  • Ateşler içinde.

um

  1. mahrumane

Anlamlar

  • Mahrumcasına.
  • Bahtsız ve nasipsizcesine.

um

  1. mahrumiyyet

Anlamlar

  • Yokluk.
  • Mahrumluk.
  • Elde edemeyiş.
  • İstediğini elde edememe.

um

  1. mahtum

Anlamlar

  • Bağlanmış.
  • Mühürlenmiş.
  • Damgalanmış.
  • Kilitlenmiş.

um

  1. mahtumane

Anlamlar

  • Bir kitabı hatmettikten sonra verilen ziyafet.

um

  1. mahzum

Anlamlar

  • Her delinmiş nesne.
  • Burnunun halkasıyla tutulan sığır ve deve.

um

  1. maklum

Anlamlar

  • Yontulmuş ve kesilmiş olan.

um

  1. maksum

Anlamlar

  • Nasib.
  • Kısmet.
  • Ayrılmış.
  • Bölünmüş.
  • Taksim edilmiş.

um

  1. makum

  2. ma'kum

Anlamlar

  • Kapalı.

um

  1. malum

  2. ma'lum

Anlamlar

  • Bilinen.
  • Melekler.
  • Belli olan.
  • Onun geleceği.
  • Resul-i ekrem'in bir namıdır.
  • Resuller ve nebiler tarafından malum olduğundan ve dünyaya teşriflerinden evvel kendilerinin ta'zim edilmesi ve ona intisab dileklerinden dolayı bu isim verilmiştir.

um

  1. malumatfüruş

  2. ma'lumatfüruş

Anlamlar

  • Bilgiçlik taslıyan.
  • Malumat ve bilgi satan.

um

  1. malumatı cüziye

  2. ma'lumat-ı cüz'iye

Anlamlar

  • Cüz'i malumat.
  • Az ve hafif bilgi.

um

  1. malumatı zaruriye

  2. ma'lumat-ı zaruriye

Anlamlar

  • Lüzumlu ve zaruri malumat.

um

  1. malumiyet

  2. ma'lumiyet

Anlamlar

  • Bilinme.
  • Ma'lumluk.
  • Belli olma.
  • Bilinen ve belli olan şeyin hal ve sıfatı.

um

  1. masarifi umumiye

  2. masarif-i umumiye

Anlamlar

  • Umumi masraflar.

um

  1. masdum

Anlamlar

  • Çarpılmış.
  • Kendisine vurulmuş.

um

  1. masum

  2. ma'sum

Anlamlar

  • Suçsuz.
  • Günahsız.

um

  1. masume

  2. ma'sume

Anlamlar

  • Suçsuz kadın veya kız.

um

  1. masumiyet

  2. ma'sumiyet

Anlamlar

  • Ma'sumluk.
  • Suçsuzluk.
  • Kabahatsizlik.

um

  1. mathum

Anlamlar

  • Dolu.
  • Dolmuş.

um

  1. matum

  2. mat'um

Anlamlar

  • Taam.
  • Yenecek yemek.

um

  1. matumat

  2. mat'umat

Anlamlar

  • (taam.
  • Taamlar.
  • Dan) yemekler.
  • Yenecek şeyler.

um

  1. mazlumane

Anlamlar

  • Sessizce.
  • Sessizlikle.
  • Zulüm görmüşe yaraşır surette.

um

  1. mazlumin

  2. mazlumîn

Anlamlar

  • Zulüm görmüş kimseler.

um

  1. mazlumiyyet

Anlamlar

  • Yavaşlık.
  • Mazlumluk.
  • Sessizlik.
  • Zulüm görmüşlük.

um

  1. mazmum

Anlamlar

  • (zamm.
  • Yapışmış.
  • İlave olunmuş.
  • Dan) zammolunmuş.
  • Zamme ile okunan.

um

  1. medmum

Anlamlar

  • Dolu.
  • Dolmuş.
  • Kırmızı renkli olan.

um

  1. meftum

Anlamlar

  • Sütten ve memeden kesilmiş çocuk.

um

  1. megmum

Anlamlar

  • (bak: magmum).

um

  1. mehdum

Anlamlar

  • (hedm.
  • Yıkık.
  • Hedmolunmuş.
  • Den) yıkılmış.

um

  1. mehdume

Anlamlar

  • (bak: mehdum).

um

  1. mehmum

Anlamlar

  • Endişeli.
  • Düşünceli.

um

  1. mehyum

Anlamlar

  • Şaşmış.
  • Şaşırmış.
  • Hayrette kalmış.
  • Sevgi ve aşkdan serseme dönmüş.

um

  1. mehzum

Anlamlar

  • Hezimete uğramış.
  • Mağlub olmuş olan.

um

  1. meklum

Anlamlar

  • Yaralı.
  • Mecruh.
  • Yaralanmış.

um

  1. mekrume

Anlamlar

  • (bak: mekreme).

um

  1. mektum

Anlamlar

  • Gizli.
  • Saklı.
  • Gizli kalmış.
  • Hükümetten gizli tutulan.

um

  1. mektumat

Anlamlar

  • Mal veya gelir.
  • Hükümetten kaçırılarak gizlenmiş ve yazdırılmamış nüfus.

um

  1. mekum

  2. me'kum

Anlamlar

  • Tilki ve tavşan ini ve yatağı.

um

  1. mekum

  2. mek'um

Anlamlar

  • Ağzı bağlı deve.

um

  1. mekzum

Anlamlar

  • Gamlı.
  • Tasalı.
  • Kederli.
  • Hüzünlü.
  • Üzüntülü.

um

  1. melum

Anlamlar

  • Azarlanmış.
  • Levmolunmuş.
  • Tahkir edilmiş.

um

  1. melum

  2. me'lum

Anlamlar

  • Eleme.
  • Kederli.
  • Derde tutulmuş.

um

  1. melzumiyet

Anlamlar

  • Melzumluk.
  • Lüzumlu kılma.

um

  1. memume

  2. me'mume

Anlamlar

  • Beyine ulaşan yara.

um

  1. menhum

Anlamlar

  • Bir şeye çok hırs gösteren kişi.
  • Nasıl yerse yesin karnı doymaz kimse.

um

  1. mercum

Anlamlar

  • (recm.
  • Taşlanmış.
  • Taşa tutulmuş.
  • Den) recmolunmuş.

um

  1. mercume

Anlamlar

  • (bak: mercum).

um

  1. mersum

Anlamlar

  • (resm.
  • An'ane.
  • Gelenek.
  • Çizilmiş.
  • Alametli.
  • İşaretli.
  • Örf ü adat.
  • Bahsedilmiş.
  • Den) yazılmış.
  • Adı ve bahsi geçmiş.

um

  1. mertum

Anlamlar

  • Kırılmış.
  • Ufalanmış.
  • Parça parça olmuş.
  • Zor bir işi yapmağa memur edilmiş olan.

um

  1. merzbum

Anlamlar

  • Hududu belli olan memleket.

um

  1. merzübum

Anlamlar

  • İklim.

um

  1. mescum

Anlamlar

  • Saçılmış.
  • Dökülmüş.

um

  1. meskum

Anlamlar

  • Hasta ve yoksul kimse.

um

  1. mesmum

Anlamlar

  • Zehirli.
  • Zehirlenmiş.
  • Ağu katılmış.

um

  1. mesmumen

Anlamlar

  • Zehirli olarak.
  • Zehirlenmiş olarak.

um

  1. mesum

  2. me'sum

Anlamlar

  • Suçlu.
  • Maznun.
  • Günahlı.

um

  1. meşhum

Anlamlar

  • Zeki.
  • Zeyrek.
  • Akıllı.
  • Korkmuş.
  • Cesaretli.
  • Korkutulmuş.
  • Sözü geçer kimse.
  • Çok güzel hareketli at.

um

  1. meşmum

Anlamlar

  • Koklanmış.
  • Itır ve misk gibi güzel kokulu olan şey.

um

  1. meşrum

Anlamlar

  • Yarılmış.

um

  1. meştum

Anlamlar

  • Şetm olunmuş.
  • Sövülüp sayılmış.

um

  1. meşum

Anlamlar

  • Vücudu benekli adam.

um

  1. meşumane

  2. meş'umâne

Anlamlar

  • Bedbahtcasına.
  • Kötü bir şekilde.

um

  1. meşyum

Anlamlar

  • Benli adam.
  • Bedeninde beni olan.

um

  1. mevhumat

  2. mevhumât

Anlamlar

  • Mevhumlar.
  • Asılsız olduğu halde zihinde meydana gelen şeyler.

um

  1. mevkum

Anlamlar

  • Hüznü şiddetli olan.

um

  1. mevlana celaleddini rumi

  2. mevlana celaleddin-i rumi

Anlamlar

  • Hi: 672 de belh'de doğdu.
  • Konya'ya geldi ve yerleşti.
  • Mevlevi tarikatının piri ve serefrazıdır.
  • Mühim eseri farsça ve manzum yazdığı mesnevi'sidir.
  • İkişer mısralı kafiyeli şekilde olduğundan bu isim verilmiştir.

um

  1. mevsum

Anlamlar

  • (vesm.
  • Damgalanmış.
  • Nişanlanmış.
  • Ad verilmiş.
  • İsimlendirilmiş.
  • Den) işaretlenmiş.

um

  1. mevsume

Anlamlar

  • Tamamen baştan aşağı süslü zırh.
  • Bahar yağmuru ile ıslanmış toprak.

um

  1. mevum

  2. me'vum

Anlamlar

  • Koca başlı ve gövdeli kimse.

um

  1. meymum

Anlamlar

  • Denize atılmış olan.

um

  1. mezkum

Anlamlar

  • Nezleli.
  • Nezle olmuş.
  • Zükam hastalığına tutulmuş.

um

  1. milleti merhume

  2. millet-i merhume

Anlamlar

  • ).
  • Müslümanlar.
  • İslam milleti.
  • Kendileri rahmete mazhar olmuşlardır.
  • (allah'a ve onları ebedi saadete sevkeden emirlerine itaat ettiklerinden.

um

  1. mum

Anlamlar

  • Mum.
  • Yumuşak.

um

  1. mumahele

Anlamlar

  • Hile etmek.
  • Hilekarlık.
  • Oyunla aldatmak.

um

  1. mumaileyh

  2. muma-ileyh

Anlamlar

  • İsmi evvelce geçen.
  • (mumaileyha) kendisine işaret edilen.

um

  1. mumaileyhim

  2. muma-ileyhim

Anlamlar

  • İma edilenler.
  • İsmi evvelce geçenler.
  • Yukarıda anlatılmış olanlar.

um

  1. mumaileyhinn

  2. muma-ileyhinn

Anlamlar

  • İma edilenler.
  • Adı geçen kadınlar.
  • Yukarıda anılan kızlar.

um

  1. mumatele

Anlamlar

  • (bak: mümatala).

um

  1. mumil

  2. mumîl

Anlamlar

  • Meylettiren.
  • Bir tarafa doğru eğen.

um

  1. mumiyan

Anlamlar

  • Kıl belliler.
  • Belleri ince olan güzeller.

um

  1. müddeiyi umumi

  2. müddei-yi umumî

Anlamlar

  • Savcı.
  • Adliye bakanlığına bağlı.
  • Adli idare makamında bulunan şahıs.
  • Hukuk tahsilini bitirmiş hükümet memuru.
  • İcra kuvvetini birlik halinde temsil eylemek üzere teşekkül eden.
  • Milletin umum haklarını korumak üzere muhakemede hazır bulunan vazifeli.

um

  1. müddeti malume

  2. müddet-i ma'lume

Anlamlar

  • Malum olan ve bilinen zaman.

um

  1. müvellidül humuza

  2. müvellid-ül humuza

Anlamlar

  • Ekşilik.
  • Oksijen.
  • Oksitlenme meydana getiren.

um

  1. namalum

  2. na-ma'lum

Anlamlar

  • Bilinmiyen.
  • Bilinmemiş.
  • Ma'lum olmayan.

um

  1. namefhum

  2. na-mefhum

Anlamlar

  • Manasız.
  • Anlamsız.
  • Anlaşılmaz.

um

  1. nazume

Anlamlar

  • Bir cins renkli kumaş.

um

  1. nefean lilumum

  2. nefean li-l-umum

Anlamlar

  • Herkes için faydalı oluş.

um

  1. nevumma

  2. nev'umma

Anlamlar

  • Bir derece.
  • Bir suretle.

um

  1. nirumend

Anlamlar

  • Güçlü.
  • Zorlu.
  • Kuvvetli.

um

  1. nirumendi

  2. nirumendî

Anlamlar

  • Zorluluk.
  • Güçlülük.
  • Kuvvetlilik.

um

  1. num

  2. nu'm

Anlamlar

  • Neşe.
  • Sürur.
  • Neşat.
  • Sevinç.

um

  1. numan

  2. nu'man

Anlamlar

  • Kan.
  • Dört ayaklı hayvanlar.
  • İmam-ı azam hazretlerinin adı.
  • Şakayık-ı nu'man denen bir lale çiçeği.

um

  1. numid

Anlamlar

  • (bak: nevmid).

um

  1. numruka

Anlamlar

  • Küçük yastık.

um

  1. numud

Anlamlar

  • (bak: nümud).

um

  1. numude

Anlamlar

  • Gösterilmiş.
  • Gözükmüş olan.
  • Nişan verilmiş.

um

  1. nuumet

Anlamlar

  • Yumuşaklık.

um

  1. nücumi

  2. nücumî

Anlamlar

  • Yıldızlarla ilgili.
  • Yıldızlarla uğraşan.

um

  1. nücumperest

  2. nücum-perest

Anlamlar

  • Yıldıza tapanlar.

um

  1. nüume

Anlamlar

  • Yumuşaklık.

um

  1. rağbeti umumiye

  2. rağbet-i umumiye

Anlamlar

  • Herkes tarafından istenme.
  • Umum tarafından rağbet edilip beğenilme.

um

  1. rahimehumallah

Anlamlar

  • "onların ikisine de allah rahmet eylesin" mealinde duadır.

um

  1. rahimehumullah

Anlamlar

  • "allah onlara rahmet eyleye" mealinde duadır.

um

  1. rahum

Anlamlar

  • Doğurduktan sonra rahminde hastalık meydana gelen deve.

um

  1. raum

Anlamlar

  • Burnundan sümükleri akan zayıf hasta koyun.

um

  1. reum

Anlamlar

  • Yavrusunu seven deve.
  • Yanından geçen kimsenin elbisesini yalayan koyun.

um

  1. ruhum

Anlamlar

  • Rahmet.
  • Korumak.
  • Esirgemek.

um

  1. rukum

Anlamlar

  • Rakamlar.

um

  1. rum suresi

Anlamlar

  • Mekkidir.
  • Suresidir.
  • Kur'an-ı kerim'in 30.

um

  1. rumal

  2. ru-mal

Anlamlar

  • Yer süren.

um

  1. rumeli

Anlamlar

  • Osmanlı imparatorluğunun avrupa kıt'asındaki kısmı.

um

  1. rumh

Anlamlar

  • Süngü.
  • Mızrak.
  • Fakirlik.
  • Saban kolu.

um

  1. rumi

Anlamlar

  • Rum.
  • Anadolulu olan.
  • Rumelinden olan.
  • Türkiye'de yaşayan yunanlı.

um

  1. rumman

Anlamlar

  • Nar.
  • (bir meyva adı).

um

  1. rumus

Anlamlar

  • Mezarlar.
  • Kabirler.

um

  1. rücum

Anlamlar

  • Taşlamalar.
  • Taşa tutmalar.

um

  1. rüdum

Anlamlar

  • Sedler.
  • Bendler.

um

  1. rüsumat

Anlamlar

  • Gümrük idaresi.

um

  1. rüzum

Anlamlar

  • (bak: rüzam).

um

  1. sedum

Anlamlar

  • Peygamber lut aleyhisselam'ın kavminin şehri.

um

  1. sehum

Anlamlar

  • Yüzün renginin değişmesi.
  • Halin ve durumun değişmesi.

um

  1. semum

Anlamlar

  • Sam yeli.
  • Zehirli şey.
  • Bitki ve hayvanları mahveder.
  • Gündüz vakti sıcak çölde esen pek sıcak rüzgar olup.

um

  1. senei rumiye

  2. sene-i rumiye

Anlamlar

  • Garp miladi takvimini yani efrenci takvimini kabul etmemiş olan şark hristiyanları için 14 ocak tarihinden başlayan ve eskiden 1 mart tarihinde başlayan rumi sene.

um

  1. sultanı mazlum

  2. sultan-ı mazlum

Anlamlar

  • ).
  • Masum.
  • (bundan kinaye ıı.
  • Abdulhamid han'dır.
  • Zulme uğramış sultan.

um

  1. sum

Anlamlar

  • Sarımsak.

um

  1. sum

  2. sum'

Anlamlar

  • Pervane denilen kelebek.

um

  1. suma

  2. sum'a

Anlamlar

  • Gizli riyakarlık.
  • İhlassızlıktan çıkan.
  • İşitilsin ve bilinsin için yapılan iş.

um

  1. sumari

Anlamlar

  • Dübür.

um

  1. sumat

Anlamlar

  • Susmak.
  • Sükut etmek.

um

  1. sume

Anlamlar

  • Koyuna yapılan işaret ve nişan.

um

  1. sumluh

Anlamlar

  • Kulak kiri.

um

  1. summ

Anlamlar

  • Duymayanlar.
  • Sağır olanlar.
  • İşitmez olanlar.

um

  1. summaki

Anlamlar

  • Gayet sert.
  • Değerli ve parlak olan bir taş.

um

  1. sumnat

Anlamlar

  • Kilise.
  • Puthane.

um

  1. sumsum

Anlamlar

  • Çok katı olan.

um

  1. sumt

Anlamlar

  • (bak: sumat).

um

  1. sumug

Anlamlar

  • Zamklar.

um

  1. sumul

Anlamlar

  • Sertlik.
  • Kuruluk.
  • Katılık.

um

  1. sumut

Anlamlar

  • Susma.
  • Sükut.
  • Somurtma.

um

  1. sühum

Anlamlar

  • Demirci çekici.

um

  1. sühumet

Anlamlar

  • Hısımlık.
  • Akrabalık.

um

  1. süyum

Anlamlar

  • Emin.
  • Mahfuz.

um

  1. şeyzuman

Anlamlar

  • Kurt.

um

  1. şugmum

Anlamlar

  • Uzun.
  • Tavil.

um

  1. şuhum

Anlamlar

  • Yağlar.
  • İçyağlar.

um

  1. şum

Anlamlar

  • Hayırsız kişi.

um

  1. şum

  2. şu'm

Anlamlar

  • Uğursuz.
  • Meş'um olma.
  • (şum) uğursuzluk.

um

  1. şuma

Anlamlar

  • Siz.

um

  1. şütum

Anlamlar

  • Küfürler.
  • Sövmeler.

um

  1. şütumi galiza

  2. şütum-i galiza

Anlamlar

  • Galiz ve kaba küfürler.

um

  1. taazum

Anlamlar

  • Büyük görünmek.
  • Gözünde büyümek.

um

  1. taazzumat

  2. taazzumât

Anlamlar

  • Kibirlenmeler.
  • Kemikleşmeler.

um

  1. tadahhum

Anlamlar

  • Ağızla tutmak.

um

  1. tagamgum

Anlamlar

  • Anlaşılmaz söz.

um

  1. tahamhum

Anlamlar

  • Atın yulaf görünce kişnemesi.

um

  1. tahattum

Anlamlar

  • Kin.
  • Hiddet ve öfke içinde olmak.

um

  1. takahhum

Anlamlar

  • Ansızdan bir nesneye dühul edip girmek.

um

  1. tarahhum

Anlamlar

  • (bak: terahhum).

um

  1. tarihi umumi

  2. tarih-i umumî

Anlamlar

  • Umumi tarih.

um

  1. tasarrum

Anlamlar

  • Kesilmek.
  • Yiğitlenme.
  • Cesaretlenme.

um

  1. tasarum

Anlamlar

  • Birbirini kesmek.

um

  1. teakkum

Anlamlar

  • Tereddüt etmek.
  • Kararsız olmak.

um

  1. teazum

Anlamlar

  • Azametlenmek.
  • Gözde büyümek.
  • Büyük görünmek.

um

  1. tebertum

Anlamlar

  • Kızma.
  • Öfkelenme.
  • Hiddetlenme.
  • Büyüklük taslama.

um

  1. tecehzum

Anlamlar

  • Ululanmak.

um

  1. tefahhum

Anlamlar

  • Kömürleşme.
  • Kömür haline gelme.

um

  1. tefakum

Anlamlar

  • İş büyüyüp güçleşme.

um

  1. tefassum

Anlamlar

  • Kırılma.
  • Kesilme.

um

  1. tegamgum

Anlamlar

  • Sözü düz söylememek.

um

  1. tehezzum

Anlamlar

  • Zulmetmek.

um

  1. telaggum

Anlamlar

  • Dürtülmek.

um

  1. telahhum

Anlamlar

  • (lahm.
  • Etlenme.
  • Dan) semirme.

um

  1. telakkum

Anlamlar

  • Karın gurultusu.
  • Parçalayıp lokma yapıp yutma.

um

  1. telatumgah

  2. telatumgâh

Anlamlar

  • Dalgalı yer.
  • Dalgası çok olan yer.

um

  1. telaum

Anlamlar

  • Gözlemek.
  • Beklemek.
  • Muntazır olmak.

um

  1. tenahhum

Anlamlar

  • Tükürmek.
  • Ekşi yüzlü olmak.
  • Asık suratlı olmak.

um

  1. tenumend

  2. tenu-mend

Anlamlar

  • Gövdeli.
  • İriyarı.
  • Vücutlu kimse.

um

  1. teraggum

Anlamlar

  • Kızmak.
  • Gadap etmek.
  • Hiddetlenmek.

um

  1. terahhumen

Anlamlar

  • Acıyarak.
  • Merhamet ederek.

um

  1. tesamum

Anlamlar

  • Sağırlaşma.
  • Sağır görünme.

um

  1. tesviyei umur

  2. tesviye-i umûr

Anlamlar

  • İşlerin görülüp neticelendirilmesi.

um

  1. teşahhum

Anlamlar

  • (şahm.
  • Semirme.
  • Şişmanlama.
  • Dan) yağlanma.

um

  1. tetaum

  2. teta'um

Anlamlar

  • (ta'm.
  • Dan) tatma.
  • Tadına bakma.

um

  1. tezaggum

Anlamlar

  • Kızmak.
  • Gadap etmek.
  • Hiddetlenmek.

um

  1. tezakkum

Anlamlar

  • ).
  • Lokma lokma etmek.
  • (o taama "zekkum" derler.
  • Kaymak ile hurmayı karıştırıp yemek.

um

  1. tezaum

  2. teza'um

Anlamlar

  • Yalan olmak.

um

  1. tulhum

Anlamlar

  • Lezzeti değişmiş olan su.

um

  1. tum

  2. tu'm

Anlamlar

  • Tad.
  • Çeşni.
  • Yiyinti.
  • Yiyecek şey.
  • (tu'me) azık.

um

  1. tumanine

  2. tuma'nine

Anlamlar

  • İnanma.
  • İtminan.
  • Emin olma.
  • Gönlü rahat olma.

um

  1. tumar

Anlamlar

  • Tomar.
  • Dürülüp yuvarlak yapılmış şey.

um

  1. tume

Anlamlar

  • Avretler cemaati.
  • Kadınlar topluluğu.

um

  1. tumea

  2. tumea'

Anlamlar

  • Tamahkarlar.

um

  1. tumruk

Anlamlar

  • Yarasa kuşu.

um

  1. tumrus

Anlamlar

  • Sıcak külde pişmiş ekmek.

um

  1. tumtuman

Anlamlar

  • Peltek.

um

  1. tumturak

Anlamlar

  • Debdebe.
  • Gösteriş.
  • Söylenişi ahenkli ve parlak olan ibare.

um

  1. tumuh

Anlamlar

  • Yüksekteki bir şeye göz dikme.
  • Yüksek bir şeye göz dikerek bakma.

um

  1. tumum

Anlamlar

  • Su baskını.
  • Saçını kırkıp tıraş etmek.

um

  1. tumur

Anlamlar

  • Gömmek.
  • Doldurmak.
  • Defnetmek.
  • Aşağı sıçramak.
  • Seyahat edip gitmek.

um

  1. tumus

Anlamlar

  • Bir şeyin mahvolması.

um

  1. tuum

Anlamlar

  • Tadlar.
  • Taamlar.
  • Zevkler.
  • Yemekler.
  • Lezzetler.

um

  1. udtumme

Anlamlar

  • Kişinin aslı.

um

  1. uklum

Anlamlar

  • Kuvvetli deve.

um

  1. uknum

Anlamlar

  • Asıl.

um

  1. uksume

Anlamlar

  • Pay.
  • Nasib.
  • Hisse.
  • Kısmet.

um

  1. ulcum

Anlamlar

  • Çok su.
  • Deve kuşu.
  • Erkek kurbağa.
  • Gece karanlığı.
  • Dağ keçisinin erkeği.
  • Sağlam ve dayanıklı deve.

um

  1. ulemai rüsum

  2. ulema-i rüsum

Anlamlar

  • ).
  • Resmi.
  • Merasim alimleri.
  • (zahiri ulema da denir.
  • Kendileri resmen alim bilinen fakat hakiki alim olmayan kimseler.

um

  1. ulkum

Anlamlar

  • Pek sağlam deve.
  • Çok karanlık gece.

um

  1. ulume

  2. u'lume

Anlamlar

  • Nişan.
  • Alamet.
  • İşaret.

um

  1. ulumu aliye

  2. ulum-u âliye

Anlamlar

  • ).
  • Sarf.
  • (alet.
  • Nahiv.
  • Hadis.
  • Fıkıh.
  • Kelam.
  • Kıraat.
  • (gramer.
  • (tefsir.
  • Marifetullah.
  • Den) alet ilimleri.
  • Ahlak bilgileri gibi.
  • Belagat ve mantık gibi.
  • Dinden bahseden ilimler.

um

  1. ulumu bedihiyyat

  2. ulum-u bedihiyyât

Anlamlar

  • Delil ve isbatına lüzum görülmeyip kolaylıkla bilinen ilimler.

um

  1. ulumu bediiye

  2. ulum-u bediiye

Anlamlar

  • (bak: ilm-i bedi').

um

  1. ulumu hafiye

  2. ulum-u hafiye

Anlamlar

  • Gizli ilimler.
  • Ancak veraset-i nübüvvet muhakkiklerince veya bir kısım hakikatların esrarına vakıf alimlerce bilinen ilimler.

um

  1. ulumu kevniye

  2. ulum-u kevniye

Anlamlar

  • Kainatın ilmi.
  • Yaratılışa dair olan ilimler.

um

  1. ulumu mütearefe

  2. ulum-u müteârefe

Anlamlar

  • Herkesin bildiği ve tanınmış olan ilimler.

um

  1. ulumu nakliye

  2. ulum-u nakliye

Anlamlar

  • Hadis.
  • Tefsir.
  • Fıkıh gibi ve mukaddes kitaplardan nakil olunan ve rivayet üzerine kurulmuş olan ilimler.

um

  1. ulumu nazariye

  2. ulum-u nazariye

Anlamlar

  • Teoriler.
  • Yalnız görüş halinde kalmış.
  • Tatbikata konulmamış ilimler.

um

  1. ulumu siyasiye

  2. ulum-u siyasiye

Anlamlar

  • Siyasi ilimler.

um

  1. ulumu şetta

  2. ulum-u şettâ

Anlamlar

  • Dağınık bilgiler.
  • Çeşit çeşit ilimler.

um

  1. umale

Anlamlar

  • Bir işçinin.
  • İşi karşılığında aldığı ücret.

um

  1. umkan

Anlamlar

  • Derinliğine.

um

  1. umra

Anlamlar

  • Ölsen yine benim olsun" demesi.
  • Bir kimsenin mülkünü bir kimseye "ömrüm oldukça veya senin ömrün oldukça sana i'ta ettim.

um

  1. umrei nebevi

  2. umre-i nebevî

Anlamlar

  • Hz.
  • Muhammed efendimizin.
  • Hac farz olmadan evvelki haccı.

um

  1. umud

Anlamlar

  • Direkler.
  • Sütunlar.
  • Seyyidler.
  • Askeri elçiler.

um

  1. umuhet

Anlamlar

  • Tutulacak yolda duraklama.
  • Yapılacak işte tereddüt gösterme.

um

  1. umume

  2. um'ume

Anlamlar

  • İnsan topluluğu.

um

  1. umumet

Anlamlar

  • Amcalık.
  • Amca akrabalığı.

um

  1. umuraşna

Anlamlar

  • İşbilir.
  • (umur-aşna) işten anlar.

um

  1. umurat

Anlamlar

  • Umreler.
  • Hac mevsiminin haricinde kabe'yi ve mekke-i mükerreme'nin mübarek yerlerini ziyaret etmeler.

um

  1. umurdide

Anlamlar

  • İş görmüş.
  • İşten anlar ve tecrübeli kimse.

um

  1. umuru askeriye

  2. umur-u askeriye

Anlamlar

  • Askerlik işleri.

um

  1. umuru dünyeviyye

  2. umur-u dünyeviyye

Anlamlar

  • Dünya işleri.
  • Dünyaya ait işler.

um

  1. umuru hasise

  2. umur-u hasise

Anlamlar

  • Çirkin ve kötü işler.

um

  1. umuru izafiye

  2. umur-u izâfiye

Anlamlar

  • (mesela: karanlık olmasa.
  • Aydınlığın bilinmemesi gibi).
  • Birbirisiz olmayan ve birbirine nisbet ve mukayese ile anlaşılan vasıflar.

um

  1. umuru mütezadde

  2. umur-u mütezadde

Anlamlar

  • Aralarında uygunluk olmayan birbirine zıt şeyler.

um

  1. umya

Anlamlar

  • (bak: amya).

um

  1. umyan

Anlamlar

  • Körler.
  • A'malar.

um

  1. umye

Anlamlar

  • Azgın ve sapkın olmak.
  • Husumet ve inat etmek.

um

  1. urum

Anlamlar

  • Kök.
  • Dip.
  • Nişane.
  • Başın tepesi.
  • (urume) alamet.

um

  1. ustumme

Anlamlar

  • Her nesnenin aslı.

um

  1. utum

Anlamlar

  • Köşk.
  • Kasr.
  • Taş yapı.
  • Taş duvar.

um

  1. uztumme

Anlamlar

  • Her şeyin aslı.
  • İnsanın ırk ve nesebi.

um

  1. ücum

Anlamlar

  • Kale.

um

  1. ühkume

Anlamlar

  • Alaylı söz veya hal.

um

  1. ükrume

Anlamlar

  • Kerem.
  • Lütuf.
  • Bahşiş.

um

  1. üksum

Anlamlar

  • Çimenlik yer.
  • Çayırı bol ve güzel olan bahçe.

um

  1. ümmün nücum

  2. ümm-ün nücum

Anlamlar

  • Gök.
  • Sema.

um

  1. ümumet

Anlamlar

  • (ümm.
  • Analık.
  • Den) annelik.

um

  1. vücum

Anlamlar

  • İğrenme.
  • Darılma.
  • Tiksinme.
  • Küsüp susma.
  • Göğüse vurma.
  • Kederli olma.

um

  1. yahmum

Anlamlar

  • Tütün.
  • Kara duman.
  • Kara nesne.

um

  1. yehmum

Anlamlar

  • Zifir ve kara duman.
  • Kömür gibi simsiyah olan şey.
  • Cehennem ahalisini ihata eden perde.

um

  1. yenabii ulum

  2. yenabi'-i ulûm

Anlamlar

  • Çeşmeleri.
  • İlim kaynakları.

um

  1. yerhum

Anlamlar

  • Erkek kartal.

um

  1. yorum

Anlamlar

  • Uydurma bir kelimedir.

um

  1. yorumlamak

Anlamlar

  • (bak: tefsir etmek).

um

  1. yümum

Anlamlar

  • Denizler.

um

  1. zeum

Anlamlar

  • Yağlı mıdır değil midir bilinmeyen koyun.

um

  1. zumiyyat

  2. zu'miyyât

Anlamlar

  • Batıl.
  • Yanlış zanlarla alakalı şeyler.

um

  1. zumne

Anlamlar

  • Müzmin illet.
  • Zamanla yerleşmiş olan hastalık.

um

  1. zumum

  2. zu'mum

Anlamlar

  • Yorulmak.

um

  1. zühumet

Anlamlar

  • Yağlılık.

um

  1. zülkum

Anlamlar

  • Boğaz.

um

  1. zümum

Anlamlar

  • Kınamalar.
  • Ayıplamalar.

um

  1. zürkum

Anlamlar

  • Çehresi gömgök kimse.

Fotoğraf Galerisi

Galeri görseli 1/12
osmanlıcasözlük.net - 2024

O'na ithâf edilmiştir.